Ankara’nın en karakteristik semtlerinden Ulus’u merkez aldığımız yeni Ankara rehberimiz hazır. Ankara’da bölgeleri karakterlerine göre inceleyip farklı rehberler hazırlayacağımızdan bahsetmiştik. İşte Ulus rehberimiz!
Bu tarihi semti bu kadar önemli yapan unsurların başında eski meclis binalarını, Roma Hamamını, Ankara Palas Otelini, Ankara Kalesi ve çevresindeki hanları, Ulus Çarşısını, tarihi önem taşıyan müzelerini sayabiliriz. Daha da eklenir bu listeye. Ulus kısmı için hazırladığımız farklı paylaşımlarda İtfaiye Meydanından Kaleye, terkedilmiş Yahudi Mahallesinden çarşının en canlı sokaklarına kadar incelemeye çalıştık. Bu rotaları oluştururken Ankara’da yaşayan sevgili dostlarımızın peşine takıldık, onların önerilerini ve rutinlerini takip ettik.
Bu listede sevdiğimiz iyi lezzet duraklarını, semt ile özdeşleşmiş mekanları bulabilirsiniz:
Lokantalar:
Döner için:
Cağ Kebap için: Koç Cağ Kebap
Yediğimiz en taze yeşillikleri lezzetli köftelerle bir araya getiren Üstünel Köftecisi, hızla biten kokoreçleriyle Kokoreççi Hacı Ulus, etli ekmek ve tahinli pide için Konya Etli Pide ve Tahinli Pide Fırını denenmeli.
Kale bölgesinde ise;
Ankara, Ulus ve çevresinde kesinlikle deneyimlemeniz/görmeniz gerekenler:
Ankara’da artık neredeyse tamamen terkedilmiş bir mahallenin sokaklarında bir dönemin izlerini sürüyoruz.
Boğaziçi Lokantası‘nın da bulunduğu yol ayrımında Anafartalar ve Denizciler caddelerinin arasında kalan Yahudi Mahallesi burası. Ankara’da çok uzun süredir Yahudiler yaşıyor. Daha sonraları Sefarad Yahudileri’nin de göçmesiyle cemaat kalabalıklaşıyor. Uzun bir süre farklı kültür ve dinlerden insanların ortak yaşam alanı. Bu kültür mozaiği 2.Dünya Savaşı ile bozulmaya başlıyor. Tarihte sık sık gördüğümüz zorbalıklara uğruyor gayrimüslimler.
Mahallede Ankara’daki ilk Yahudiler tarafından inşa edilen bir sinagog hala duruyor. Sadece belli zamanlarda ibadete açılıyor. Yüksek duvarların arkasından görmek mümkün değil.
Mahallede farklı dönemlere ait kıvrımlı merdivenleriyle art nouveau izler taşıyan çeşitli apartmanlar da var. Birkaç tanesi yenilenmiş olsa da çoğunluğu kötü durumda.
Yahudi mahallesinin terkedilmiş sokaklarından çıkarken Esra ile beraber Tarihi Şengül Hamamı’nın önünde duruyoruz. Bir dönem sık sık geldiğinden ve iç detaylarından konuşuyoruz. Bu değerli yapıların bir kısmı dönüştürülürse de mahallenin tamamının koruma altına alınması bir gereklilik. Ankara’da artık pek Yahudi yaşamıyor, büyük bir bölümü İstanbul’a ve İsrail’e taşınmışlar.
Denizciler Caddesinde bulunan Boğaziçi Lokantası bu bölgede Ankaralıların en uğrak yerlerinden.
Caddenin bir arka sokağında bulunan sevdiğimiz bir fırın: Konya Etli Pide ve Tahinli Pide Fırını.
Konya Sokak’ta bulunan, döneri için gidebileceğiniz Meşhur Ankara Dönercisi.
Ankara Dönercisinin yanındaki Kardeşler sokakta bulunan St. Theresa Kilisesi şehrin iki katolik kilisesinden biri. Sokağın adı da zamanında kilisenin yerinde bulunan Fransız Kolejinin yönetimini üstlenen Hristiyan Okulların Kardeşlerinden geliyor. Şapelinde etkileyici vitraylar bulunuyor.
Mahalledeki çoğu yapı yangınlarda büyük zarar görmüş. Kilisenin hemen alt sokağından, Işıklar Cd. üzerinden ilerlediğinizde Ulus’un etkileyici apartmanlarını görüyorsunuz. Köşede Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı yine değerlendirilmediğine üzüldüğümüz yapılardan. 1922’de Nafiz Kotan tarafından yaptırılan, şehrin ilk kaloriferli ve asansörlü apartmanı.
İçimizi ısıtan bahar güneşini onurlandırmak için değerli dostumuz @estekin ile Kale’de buluşuyoruz. Esra, uzun bir dönem Pirinç Han’da farklı disiplinlerden oluşan bir sanat topluluğuyla @acikatolyeankara çalışmalarını yürütmüş. Rotamız Kale çevresi olunca da onun peşine takılıyor, eski komşuları, üreticileri, antikacıları, sanat atölyelerini ve rutin haline gelen lezzet duraklarını ziyaret ediyoruz.
Kalenin çevresi keyifli avlulara açılan tarihi hanlarla dolu. İlk lezzet durağımız da Pilavoğlu Hanında bulunan Cafe Borges. Cafe Borges, buraya her geldiğimizde uğradığımız, kısa bir ziyaretse kahve içip yolumuza devam ettiğimiz yerlerden. Esra ile bu sefer kahvaltıya oturuyoruz, Cafe Borges ile özdeşleşen tazecik yeşilliklerden oluşan bir salata ile soframız renkleniyor.
Kale çevresinde yakalarsanız es geçmemek gereken lezzetlerden biri de Ciğerci Sadullah Dayı, seyyar olarak bu hanların arasında dolaşırken kendisini yakalayıp kısa bir sohbet eşliğinde ekmek arası ciğer ile lezzetlere devam ediyoruz.
Handan çıkınca hemen aşağıda kalan Çelik Çay Ocağında ufak bir çay keyfi yaptıktan sonra çevredeki hanları keşfetmek üzere takılıyoruz Esra’nın peşine.
Kale’de eğer daha önce görmediyseniz Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Koç Müzesi ve Erimtan Müzesi kesinlikle gezilmeli. Süreli sergiler için Erimtan’a uğrayabilir ya da terasında dinlenip kahve molası yapmak için kafesini ziyaret edebilirsiniz.
Yazar Şermin Yaşar tarafından açılan Kelime Müzesi, Türkçe kelime, atasözü & deyimlerinin farklı yerleştirmelerle anlatıldığı küçük bir müze.
Sevdiğimiz lezzet durakları:
Keyif yapmak için sevdiğimiz köşelerden bir diğeri de Kirit Cafe. ‘Anadolu’nun Kayıp Kahveleri’ için Kahveci Müco da listenizde olsun. Dönüş için yola koyulurken ahşap detaylarına bayıldığımız Ahi Şerafettin Camiisine de uğruyoruz. Ahşap tavan ve sütunları, çini mihrap oldukça göz alıcı. 13’üncü yüzyıldan kalma Selçuklu yapılarından güzel bir örnek.
Ankara’nın önemli bir merkezi olan Ulus’ta, geçmişi 19. Yüzyıla dayanan İtfaiye Meydanındayız. Bir diğer adıyla ‘Hergele Meydanı’.
Burası eski bir ticaret merkezi, özellikle ikinci el eşya ve antikacıları için hala sıklıkla ziyaret ediliyor. Bu meydana çıkan dar sokaklarda değerli keşifler yapmak tüm kaosa rağmen mümkün.
Ulus’un bu hareketli sokaklarında yaptığımız tüm rotalar buradan başlıyor, Opera Meydanında aracımızı park ettikten sonra İtfaiye Meydanı çevresindeki antikacılarda kayboluyoruz biraz.
Bu çevrede yeme içme anlamında hızlı bir şekilde lezzete ulaşabileceğiniz iki de favori mekanımız var.
Döner için Karagedik Lokantası: 45 yıldır burada olan Karagedik, küçük bir esnaf lokantası. Bir Ankara klasiği olarak dönerleriyle öne çıksa da menülerinde iskender, tavuk şiş & kanat, kiremitte köfte, işkembe çorbası da bulunuyor, içerideki fırınlarında pide ve lahmacun da yapıyorlar. Biz denemedik ama tatlı olarak kadayıf da var eğer tatlı ile yemeğinizi taçlandırmak isterseniz. Tamamen danadan yapılan dönerleri oldukça yağlı, yani tam sevdiğimiz gibi. Pek lezzetli.
Kokoreç için Kokoreççi Hacı Ulus: Bu bölgedeki diğer favorimiz ise İtfaiye Meydanının yine ara sokaklarından birinde, daracık bir köşede bulunan Kokoreççi Hacı. Öncelikle baştan uyaralım, kokoreç çok hızlı tükeniyor, 12.00’de orada olmanızı ve pek geç kalmamanızı öneririz. Mekanın asıl olayı kokoreç ama köfte de yapıyorlar, küçücük dükkanın önüne kurulmuş taburelerde hızlıca yiyebilir ya da paket alabilirsiniz. Yarım ekmek arası 70-80₺ civarında ve kredi kartı geçmiyor.
Antikacıları, Karagedik’te döneri ve çarşının iç kısımlarında kalan hızlıca tükenen kokoreç, Ulus’a sık sık gitmek için üç sebep.