Zeytinyağlı lezzetler, deniz ürünleri ve yerel şaraplar sunan restoranlarıyla ünlü Çeşme Yarımadasındayız! Dönem dönem gerçekleşen festivalleri, yaz aylarındaki coşkulu kalabalığı ve geri kalan dönemlerdeki sakin ruhuyla Türkiye‘nin ve İzmir‘in önemli destinasyonlarından biri. Ege’nin kalbinde yer alması sebebiyle de yeme içme anlamında oldukça zengin aslında.
Karşısında Sakız adası, İzmir’e doğru gastronomi merkezi haline gelen Urla ve kuzeyinde Karaburun ile deneyim dolu bir rota. Bizce yılın her mevsimi gelinebilir ancak yazın özellikle tatil günlerinde çok bunaltıcı olabiliyor. Biz zamanlama olarak en çok yerel ürünlerin, organik gıdaların ve el yapımı ürünlerin satıldığı renkli haftalık pazarlarına denk getirmeyi seviyoruz.
Çeşme ve ‘iyi yemek’ denildiğinde sizin aklınıza ilk ne geliyor? Bizim için sakızlı dondurma ya da Alaçatı kurabiyesi değil, Çeşme Kumrusu!
‘Çeşme’den Esen Lezzet Rüzgarı’ sloganıyla, kumru için en iyi adres Ilıca’da bulunan: Kumrucu Hüseyin.
🥨Kumru, 50’li yıllarda Nato askerleri sayesinde yaygınlaşan sandviçlere/burgere alternatif olarak türetilen bir lezzet. Nohut mayalı susamlı ekmeğin arasında, zamanla gelişen, yerli peynir ve et ürünleriyle zenginleşen bir tarif.
Kumru bizim için ideal bir kahvaltı ama sevdiğimiz başka yerler de yok değil. Gelin tüm sevdiğimiz Çeşme ve Alaçatı mekanlarına bir de beraber bakalım.
Alaçatı’da kahvaltı ve brunch için en sevdiğimiz mekanlar: BomDia, Off Sea Alaçatı ve Apéro Bakery & Sandwicherie. @offsea__alacati inanılmaz keyifli bir atmosfere sahip. Kahvaltı menüsündeki birbirinden lezzetli seçenekleriyle, keyifli bahçesiyle favori gündüz durağımız. @aperoalacati ise fırın ürünleri ve artizan sandviçleriyle kalbimizi çalan bir mekan.
☕️Alaçatı’da kahve keyfi için klasikleşen bir adres: @kosekahve
Burası merkezdeki yürüyüş rotalarının değişmeyen bir durağı, ancak bir kahve dükkanından daha fazlası. Geniş bir yemek&içecek menüleri de var. Denenebilir.
🥗Etrafında keyifli sohbetler yapıp, Ege mutfağının lezzetli örneklerini tadabileceğiniz favori restoranlarımız: Papazz, Eflatun & Asma Yaprağı Tarla.
🌿Vegan & vejeteryan dostu menüsü ile @bomdiaalacati da en sevilenlerden.
🍨Tatlı bir serinlik arayanlar için bir İtalyan dondurmacısı, @dafrancogelato
🐟Çeşme’de Neşem Çelikkaya’nın tabiriyle söğüşlenmeyeceğiniz mekanlar, bir klasik Tokmak Hasan’ın Yeri ve Çiftlikköy’deki Kaptan Balık. Bölgede gerçekten uygun fiyatlı olan, korkmadan oturabileceğiniz nadir mekanlar. 🍕Yarımadanın tarihi köylerinden biri olan Reisdere’de 200 yıllık taş bir binada bulunan (yine bir @nesemcelikkaya önerisini takip ediyoruz) @kolburanos‘da ziyaret etmeye değer.
Bu listede sevdiğimiz iyi lezzet duraklarını, Çeşme & Alaçatı ile özdeşleşmiş mekanları bulabilirsiniz:
Restoranlar:
Lokantalar&Sokak Lezzetleri:
Kahve/Kahvaltı & Tatlı:
Restoranları ziyaret etmeden önce, mevsimsel değişiklikler ve güncel işletme saatleri göz önünde bulundurularak rezervasyon yapılması önerilir.
Tarihi ve Kültürel Yerler:
Bölgedeki en etkileyici işletmesiz koylar: Kleopatra, Deliklikoy & Paşalimanı
En sevdiğimiz işletmeli plajlar: Boyalık Plajı, Ilıca Plajı, Altınkum & Pırlanta
Su Sporları & Aktiviteler:
İzmir’de sevdiğimiz bir mekandayız. Alaçatı’da çok konuşulan, yer yer de eleştirilen bir işletme: Asma Yaprağı @asmayapragialacati #kisnisvs #kişnişvesaire
Ayşe Nur Mıhçı’nın 18 yıl önce Alaçatı’da garip bir şekilde aradığı Ege yemeklerini bulamadığı için açtığı restoran, bugün tarlası, kileri, pastanesi ve mutfak ürünlerinin satıldığı dükkanıyla büyük bir aile işletmesi haline gelmiş durumda.
Yerel ve sürdürülebilir üretime önem veren bu restorandaki yemekler oldukça başarılı. Daha çok zeytinyağlılardan oluşan bu mutfaktaki tariflerinin çoğunluğunu aileden mirasından geliyor, zamanla da Asma Yaprağı’nın kendi reçeteleri ortaya çıkıyor.
Mıhçı, Hürriyet’e verdiği röportajında şöyle diyor: “Sadece yerel üreticiden malzeme alıyorum. Başka kimseden almıyoruz. Bir de kendi tarlamızı yaptık, kendi ürünlerimizi de yetiştiriyoruz. İyi bir odun fırını yaptık, kendi ekmeklerimizi de pişiriyoruz. Közlenen sebzelerimizi orada yapıyoruz.”
Kabak çiçeği kızartması, vişneli sarma, bahçeden yeşil salata, tandır ve 7 otlu köftelerini oldukça beğendik.
Her ne kadar fiyatları eleştiri konusu olsa da, gelen hesap, bölgedeki diğer kaliteli restoranlar ayarında diyebiliriz.
Büyük bahçesi, küçük cam salonları, masa örtüleri, emayeleriyle hem göze hem de lezzetli yemek yemek isteyenlere hitap eden bir mekan. Bu açıdan sadece yemek değil, aynı zamanda bir tecrübe de yaşatıyor.
Zeytinyağlıların seçimi için, garsonlar tek tek masaya gelerek sizi içeri davet ediyor. Bu sayede rahat seçim yapabiliyorsunuz ama tabii biraz zaman kaybı olabiliyor.
Personellerin bazıları bize ilgisiz gelse de, genel olarak hizmet kalitesini pozitif bulduk.
Alaçatı’ya gittiğinizde keyifli & sakin bir bahçe içerisinde Ege mutfağı deneyimi yaşamak isterseniz Asma Yaprağı’na gidebilirsiniz.
Kolburano’s | Çeşme #kolburanos
Çeşme merkezinden ve Alaçatı’dan biraz uzaklaşıyoruz. Her rehberin sonunda olduğu gibi yine çevredeki köylere keşfe çıktık.
Biz Kolburanos’u ilk defa Reisdere’deki 200 yıllık taş binadaki yerlerinde ziyaret ettik, aradaki süreçte Ardıç’a taşındılar.
2015 yılında Emre & Damla Kolburan çifti tarafından açılan mekan, restore edilmiş bir eski Rum yapısında hikayesine başlıyor.
Odun ateşinde pişirdikleri pizzalar dışında, bruschetta’lar, taze makarnaları, sosisleri & kokteylleri oldukça seviliyor.
Yiyecek menüsüyle beraber bölgenin en iyi lokal şaraplarını tadabileceğiniz bir şarap menüsü de bulunuyor.
Özellikle ince hamur pizzaları seviyorsanız, samimi ve sıcak atmosferiyle Kolburano’s çok keyifli bir mekan.
Kolburano’s evcil hayvan dostu bir mekan, bahçede bir çok kedi de bulunuyor. Albümü sonunda aile portresi mevcut.
Saat 18.00-24.00 arasında rezervasyon ile hizmet verdiklerini de hatırlatalım. Salı günleri kapalı, Pazar günü ise 15.00’da açılıyor.
Çeşme’de daha önce denemediğimiz bir rotayı takip ediyoruz ve kendimizi Çiftlikköy sahilinde buluyoruz. Burası aslında Çeşme Yarımadasının en batısındaki, Pırlanta Plajına gelmeden önceki sahil kasabası diyebiliriz. Çeşme marinadan hemen sonra oluyor yani.
Bu sahilde sıra sıra bir çok balık restoranı bulunuyor, hepsi benzer tarzdalar. Sahil boyunca dizilmiş masalar, gün batımı ile başlayan yaz akşamı sofra buşuşmaları için hazırlanıyor.
Buradaki tüm mekanlar için geçerli olsa gerek, Sakız adasına doğru bakan bu sahilde güneşin batışını ve tüm renkleri oturduğunuz yerden içkinizi yudumlarken seyretmek oldukça keyifli.
Kaptan Balık’ta rezervasyon ismine özel yazılmış el yazısı, tatlı bir not bizi karşılıyor. Buranın alameti farikası da bu diyebiliriz 🙂 İşletme oldukça samimi, çalışanlar güler yüzlü.
Meze dolabı çok çeşit bulundurmasa da her şey taze gözüküyordu. Aralarından seçtiklerimiz: Girit mezesi, deniz börülcesi & çiroz. Ara sıcaklar: Kalamar, Yengeç & Mantar
Deniz börülcesi, kalamar & çiroz oldukça lezzetliydi. Yoğunluktan dolayı olsa gerek, ara sıcaklar arasında fazla bekledik. Son olarak tattığımız yengeç toplarının içleri hala donuk kalmıştı, mutfakta yaşanan ufak bir sıkıntı ile karşılaştığımızı düşündük. Son tattığımız tabak bu şekilde olsa da Kaptan Balıktan mutsuz ayrıldığımızı söyleyemeyiz. Bir restoranda her zaman anlık aksilikler olabilir veya her tabağı beğenmeyebiliriz. Kimsenin emeğine saygısızlık etmek de istemeyiz. Bu dönemde bu sektörde tutunmanın da ne kadar zor olduğunun bilincindeyiz.
Burada şeffaflıkla deneyimlerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Bu sayfada yer verdiğimiz tüm mekanları ziyaret ettiğimizi, hemen hemen hepsini de birden fazla kez denemeye çalıştığımızı ekleyelim. Bu şekilde menülerden daha çok şey deneyip, daha iyi değerlendiriyoruz.