Beyoğlu’nun en kendine has bölgelerinden birisindeyiz. Local Makers’ın mağazasının da bulunduğu, Cihangir-Galatasaray-Tophane üçgeni arasında kalan sokakları dolaşıyoruz. Etkileyici mimarisiyle Faik Paşa, hamam ve antikacılarıyla Çukurcuma Caddeleri merkezimiz.
Çukurcuma aslında Bizans döneminde boş bir araziyken Osmanlılar ile yerleşime açılmış bir bölge. Semtin isminin 1453’te İstanbul’un fethi esnasında, Fatih Sultan Mehmed’in bu vadide Cuma namazı kılmasından geldiği rivayet edilir.
Bölgedeki en eski yapılardan biri de Çukurcuma Camii olarak da bilinen Muhittin Molla Fenari Camii. Tarihi Fatih dönemine kadar giden bu camii, aslında 1541 ile 1547 yılları arasında Mimar Sinan’ın tasarımıyla, Şeyhülislam Çivizade Hacı Mehmed Efendi için inşa edilmiş.
19. yüzyılda bir yerleşim yeri olarak gelişmeye başlayan Çukurcuma, Türklerin yanı sıra Ermeniler, Rumlar ve Batı Avrupalılar’ın yaşadığı bir mahalle.
1955’te 6-7 Eylül olaylarında Çukurcuma büyük zarar gördü ve kalan Türk Rumları ile Ermenilerin çoğu sonrasında ülkeden ayrıldı.
Mahalle 2012’den beri Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
Bu rehberde sadece lezzet duraklarını değil, keşfetmeye değer yapıları, galeri ve sanat mekanlarını, antikacıları ve sevdiğimiz dükkanları da listeledik.
Restoranlar ve Lokantalar:
Kahvaltı
Barlar
Kahve ve Tatlı
Dükkanlar, atölyeler ve antikacılar:
Müze, ve diğer mekanlar:
Etkileyici mimarisiyle bizi büyüleyen, antikacıların ve galerilerin bulunduğu dar sokaklarında dolaşmayı çok sevdiğimiz Beyoğlu, Çukurcuma’dayız.
47 Tapas Meze, Çukurcuma’nın en yenilerinden biri. Yeni keşfettiğimiz, ama sık sık uğramak için bahane aradığımız bir mekan.
Menüsü paylaşmaya uygun ufak tabaklardan oluşuyor. Tam da tapasın olması gerektiği gibi. Mevsimin en taze sebzeleri, balıkları ustalıkla işleniyor.
Tam da gözünüzün önünde gerçekleşiyor tüm hikaye. En keyifli yanı da bu. Barın arkasındaki mutfakta şefi çalışırken izleyebiliyorsunuz. Barcelona’daki tapas barları anımsatan, özlediğimiz detaylar.
47 Tapas Meze’nin de aşağı kalır yanı yok. Taze deniz ürünleriyle hazırladıkları tabaklar pek lezzetli. Ançüezli tereyağ, somon gravlax ve ceviche favorilerimiz.
Mekanın kendisi gibi ufak bir menüsü olduğunu da söyleyelim. Yedikule marulu ile servis ettikleri humus, Melanzane ve Kibbeh gibi vejetaryan seçenekler olsa da menüleri deniz ürünleri ağırlıklı diyebiliriz. Tapaslar 75-220₺ arasında değişiyor.
İçki menüsünde de tapaslara eşlikçi iyi seçenekler bulabilirsiniz. Şarküteri ve peynir tabağından atıştırırken sokağı izlemek de çok keyifli.
Çukurcumaçmın güzel sokaklarından Faik Paşa üzerinde No:47’de bu tatlı mekanı bulabilirsiniz.
Hodan, adını tüm Anadolu’da ve Akdeniz’de tüketilen bir bitkiden alıyor. Hodan otu geçmişte cesaret verdiğine inanıldığı için savaşa giden askerlere verilen bir bitki, menülerinde bazı lezzetlerde de karşınıza çıkıyor.
Yerel lezzetleri yeniden yorumlayan ve Türk yemeğini çağdaş bir sunumla müşteriyle buluşturan Hodan, bahçesi ve beyaz örtülü masaları ile İstanbul’un yaz akşamları için mükemmel bir ortam sağlıyor.
🍸Kokteylerden mücver çiçekli ve kombuchalı Leyla ve kuzukulağı işe hazırlanan Hodan’ı denedik. Leyla bizce denemeye değer.
🍽 Çalışanların ilgisinden, aldığımız hizmetten çok memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. Yemekten önce lezzetli sıcak ekmek dilimleri ve salça ile iç bakladan yapılmış atıştırmalık cipsler ikram ediliyor.
🥘 Restoranın en çok önerilen yemeklerinden biri olan Çıtır Enginar ve Sotelenmiş Hodan Otu denemeye değer. Salatalarından Pirpirim Ekşisi ise vişne sorbe ve koruk ile servis ediliyor, ekşi severler için. 👌🏻
🍕 Eğer baskın tadı ile bilinen Konya Küflü peyniri gibi lezzetler size göreyse ince bir pizzetta hamurunun üzerinde servis edilen Konya Küflüsü’nü deneyebilirsiniz. ‘Taş Fırından’ olarak geçen bu pizzettalar için diğer seçenekler: İstanbul Usulü Kokoreç & Dana İncik. Ana yemekler arasından bizim tercihimiz Misket Köfte ve Dana Antrikot oldu.
👩🏼🍳 Çiğdem Seferoğlu’nun kurucusu olduğu ve aynı zamanda şefliğini yaptığı Hodan’da arka bahçeye kekik, nane, fesleğen ve biberiye gibi bitkiler dikilmiş. Seferoğlu bir röportajında Hodan’ı açma gerekçesini şöyle özetliyor: “İstanbul’da çok sayıda Avrupalı yaşıyor. Hodan’da, Türk mutfağının kebaptan ibaret olmadığını anlatmak istiyoruz. Evde oğluma yedirmediğim hiçbir şey lokantada sunulmayacak. Mevsiminde doğru lezzetler sunulacak.”
🍲 Mevsime göre menünün değiştiği Hodan’da, rezervasyonsuz yer bulmak zor. Bu sıralar İstanbul boş olduğu için gitmek için doğru zaman!
Rehber için yürüyüşlerimize başlamadan önce Local Makers’ın mağazasının da bulunduğu Çukurcuma’nın en yenisi, eski sokağımıza komşu gelen @norreist ‘de buluştuk.
Çukurcuma’da Danimarka özlemi gidermek için sık sık uğradığımız 3 yakın arkadaşın açtığı küçük bir mekan burası. Hem menüsü hem de iç tasarımındaki küçük dokunuşlarıyla adeta Kopenhag’ın dünyaca ünlü kahvaltı mekanı Atelier September’a ışınlanıyoruz.
Menü günlük çıkan fırın ürünleri ve minimal kahvaltı tabaklarından oluşuyor. Kahvaltı için denediğimiz tüm lezzetlere bayıldık. Çemen yağı ile lezzetlendirilen çılbır, ekmeküstü peynir ve ıspanaklı çırpılmış yumurta (Spinach Brød) ve avokado, kızarmış ekmek tereyağ ikilisi, haşlanmış yumurtadan oluşan (Hej Avocado) minimalist kahvaltı fikirlerini çok seviyoruz.
Bu basit tabakları küçücük bir mutfakta çok lezzetli ve tam da olması gerektiği gibi servis ettikleri için @norreist ekibini tebrik ederiz.
Tatlılardan favorimiz ise fırından çıkar çıkmaz parçalayarak hızla tükettiğimiz için fotoğrafını asla çekemediğimiz şeftalili turta.
Mekan oldukça küçük, ufak bir asma katı da var. Çukurcuma’da nordik bir kahve buluşması ya da fika deneyimi için önerilir. Mekan Pazartesi kapalı, uyaralım.
Local Makers & Kişniş Vesaire olarak elele verdik. Rotamızı ise Local Makers ekibinden çok sevdiğimiz Nagehan çiziyor. Günlük rutinler, mahalleden keşifler, içinde kaybolduğumuz antikacıları, ufak lezzet durakları derken Nagehan’ın peşine takılıyoruz.
Nagehan, üç yıldır Local Makers ailesinin bir parçası ve Maker’ların koordinasyonundan, Çukurcuma’daki dükkanımızdan sorumlu. Dükkanın enerjisinden, yeni insanlar tanımaktan, üretici hikayelerini anlatıp, mutluluklarını paylaşmaktan büyük bir keyif alıyor.
Çukurcuma onun için sadece iş için geldiği bir mahalleden daha fazlası. Sanat galerileri, antikacıları, tasarım dükkanları vakit geçirmeyi en sevdiği yerler.
Bu mahallenin sokakları, gündüz olduğu kadar geceleri de hareketli. Nagehan’ı iş çıkışı arkadaşlarıyla mahallenin kokteyl barlarından birinde eğlenirken ya da bir lokantada keyif yaparken görmeniz yüksek bir ihtimal.
Nagehan ile kendisinden, rutinlerinden, mahallede sevdiklerinden, dükkandaki favori ürünlerinden bahsettiğimiz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Gezmeyi, dans etmeyi, doğada vakit geçirmeyi seven, hayatında hareketlilik ve durağanlık dengesini kurmaya çalışan biriyim. Local Makers’a ek olarak Kardeşim ile birlikte kurduğumuz Prickly Pears markası ile ilgileniyorum. Pilates, yoga ve meditasyon mutlaka haftada bir de olsa yapmaya gayret ediyorum. Arkadaşlarımla sosyalleşir, varsa güzel bir sergi konser, mümkün olduğunca katılmaya çalışırım. Bu aralar, Good4Trust‘ın Adil Marka eğitimini alıyorum. Bir de yeni sahiplendiğim yavru köpeğim ile ilgileniyorum.
Maker’larımız ile olan iletişimi ve koordinasyonu sağlıyorum. Çukurcuma’daki dükkanla ilgileniyorum. Dükkanın enerjisini çok seviyorum. Yeni ve ilginç insanlarla tanışmak, onlara Maker’larımızı ve ürünlerini anlatmak, aldıklarında da mutlu olduklarını görmek çok keyifli. 3 yıldır bu güzel ailenin bir ferdiyim ☺
Çukurcuma’daki sanat galerilerinde, antikacılarda ve tasarım dükkanlarında vakit geçirmeyi seviyorum. Dükkanları karıştırıp, esnafla sohbet etmektekten ayrı bir keyif alırım. C.A.M. Galeri, 3rd Culture, Berol Antik favori köşelerim. Ama en favorim de yazın sokağın kendisi… Esnafın oynadığı tavla sesi, Çukurcuma’nın hengamesi, insanları ve kedileri…
İş sonrası eve gitmiyorsam, arkadaşlarımla bir yerlerdeyimdir. Kokteyl için kışın Flekk yazın Geyik, müzik ve dans canım çektiğinde Markus Tavern. Bir de Mellow’da oturup geleni geçeni izlerim ☺ Saksı bitkilerinin dışında canlı çiçek almamaya özen gösteririm ama bazı sabahlar açıksa yolumun üzerindeki, harika çiçeklerine bakmak için Constantina Pera’ya uğrarım. Kapalıysa da vitrinde hangi çiçek varsa ona bakar, gözümü gönlümü açarım!
Öncelikle dükkandaki bütün ürünleri çok seviyorum ama tabiki bizzat kullandığım favorilerim var. Abtira Garden –Blush Elixir, Homemade Aromaterapi- Mini Chakra Set, Prickly Pears – Classic Grey Peştamel, The North Fox- Jasmine Mum, Galene – Herd Fular, Rojok- Gül | Kekik | Yaban Mersini, Aurora Craft- Shaman Tütsü
Var tabi ki ☺ Çok tatlı yavru bir köpek var şu an hayatımda. Onu izlemek, onunla oynamak, onu büyütmek, farklı bir canlı ile bağ kurmak çok heyecan verici gerçekten. Ondan öğreneceğim çok şey var. Önümüzdeki maceralar için sabırsızlanıyorum!