Türkiye‘nin batı kıyısında, Ege Denizi’nin incisi olarak bilinen tarihi ve doğal güzellikleri ile ünlü bir şehir: İzmir
Binlerce yıllık tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin bir kültürel dokuya sahip. Antik çağlardan kalma Agora, Smyrna’nın kalıntıları, Kadifekale gibi yerler şehrin merkezinde tarihe ışık tutan yerler.
Bu rehberde İzmir’in kalbi diyebileceğimiz Alsancak ile sınırlı kalmayıp İzmir’in farklı semtlerine doğru yolculuklara çıkacağız. Kemeraltı, Karşıyaka, Bornova ve Buca’ya doğru uzanan keşfedilmeyi bekleyen rotalarla dolu İzmir!
Kordon, Tarihi Liman Kenti ve Kemeraltı Çarşısı, 1800’lerden kalma Levanten konakları, hanları, fuar alanı şehrin kültürel hayatında önemli yere sahip simgeler.
İzmir, Ege mutfağının en güzel örneklerini sunan şehirlerden biri. Zeytinyağlı yemekler, otlar, mevsiminde sebzeler ve deniz ürünleri bu mutfağın temelini oluşturur. Boyoz, kumru, İzmir köfte, enginar şehrin en ikonik lezzetleri.
Başlamadan Urla ve Çeşme planları yapanları o rehberlerimize göz atabilir. Buraya tıklayarak diğer tüm İzmir rehberlerini görüntüleyebilirsiniz.
İzmir’de en sevdiğimiz lezzet duraklarını beraber keşfedelim!
Alsancak’ta bulunan Balmumu Lokanta, Boho Lokal, Ayşa Boşnak Börekçisi, Kemeraltı’nda Kısmet Lokantası, Bornova’daki Zaim Usta en sevdiğimiz lokantaların bazıları…
Özellikle pastane olarak İzmir’de marka olmuş ve klasikleşmiş mekanlar var. Alsancak’ta bulunan Reyhan Pastanesi ve Sevinç Pastanesi buna en iyi iki örnek. Bizim kişisel favorilerimiz daha yeni nesil olanlar olsa da bu mekanlar şehrin hafızasında yer etmiş mekanlar.
Fransız pastane ürünlerini bulabileceğiniz Arpege, Marilen Atelier, Neuf Patisserie, İzmir pastaneleri arasında favorilerimiz. Berliner, kiş ve kurabiyeleri ile Gizem Kuzu Bakery ise her gittiğimizde kesinlikle uğradığımız bir diğer mekan. Burada özellikle Berliner çok hızlı tükeniyor.
Kruvasan sevdamız eleştirilse de İzmir’de iyi kruvasan yapan fırınlar da var. Kruvasan için Smör the Bakery ve Leone Patisserie & Boulangerie, ekmekleriyle I’m Bread sevdiğimiz başlıca fırınlar.
Sevdiğimiz mekanlar tam liste!
Restoranlar:
– Yasef’in Meyhanesi – mezeleri ve et ürünleri başarılı
– İzmir Deniz Restaurant – Kordondaki nitelikli restoranlardan biri
– Buke Garni Restaurant – iyi bir şef restoranı
– Roku Sushi Omakase
– Sevince Lokantası
– Balmumu Lokanta – zeytinyağlılar ve güveç
– Ayşa Boşnak Börekçisi – Alsancak’ta Boşnak usulü ev yemekleri
– Boho Lokal – zeytinyağlılar günlük yemekler
– Ziyade – Ali Nazik ve kebap türevi yemekler için ideal
– Zaim Usta – özenli bir esnaf lokantası
– Köfteci Erol, Karşıyaka
– Dönerci Kenan, Karabağlar – sıra beklemeniz garanti
– Kokoreççi Asım, Bornova – İzmir’de sevilen bir kokoreççi
– Kebap 74, Bornova
– köfte, mercimek çorbası, ızgaralar, basit ama lezzetli
Fırın, Tatlı / Kruvasan:
– Neuf Patiserrie
– I’m Bread
– Smör Bakery
– Gizem Kuzu
– Arpege Patisserie
– Odelato Gelato – Nitelikli bir dondurma mekanı
– Leone Patisserie
– Marilen Atelier Patisserie
– Nanua Bakery – Glutensiz&sağlıklı seçenekler için ideal
Burger/Pizza/Makarna:
– Nappo, Mavişehir
– Vetti Burger, Alsancak – Smash Burger & Cheese Burger
– Kupika, Karşıyaka – taze makarna ve pizza hamurları başarılı, malzeme kalitesi daha iyi olabilir.
– Bitte, Karşıyaka – Tavuk burgeri başarılı.
Bar/Pub:
– Rast, Atakent – Keyifli bir bira bahçesi
– Kuntra Wine Bar, Atakent – Sevdiğimiz bir şarap barı
– La Puerta, Alsancak – merkezde keyifli bir pub
– Kepler Pavilion, Alsancak
Kahvaltı:
– Zeynel Ergin Gevrek Fırını, Alsancak
– Konya Mandırası, Konak
– Yıldız Katmer, Karşıyaka
Kahve:
– Lot Coffee
– Two Cups
– Coffeerem
– By The Way Coffee
– Be Water Coffee & Bookstore
Kemeraltı / Basmane
:
– Kısmet Lokantası
– Bizim Lokanta
– Komposto
– Kuyum Pide
– Numan Pide
– Gül Kebap
– Doyuran Kebap
– Osman Usta Antalya Börekçisi
– Söğüşcü Celal ve Oğulları
– Süt Çiçeği
– Hisarönü Şambalicisi
– Elgani Ezmecizade
– Öztat Kardeşler
İzmir’e ne zaman gidilir? Ziyaret etmek için en iyi zaman ilkbahar ve sonbahar ayları. Sıcak iklimi ile bilinen bu Ege metropolü yaz aylarında fazlasıyla sıcak oluyor. Şehirliler de daha çok sahil şeridine doğru taşındığı için yaz ayları çok da canlı olmadığını söyleyebiliriz.
Kaç gün ayırmalı? Gezilecek yerler, keşfedecek semtler bitmez ama bizce en az 3-4 ayırmalısınız. Eğer yakın çevredeki antik kentleri (Efes,Bergama gibi) ya da doğal güzellikleri keşfetmeyi planlıyorsanız daha da uzatmanız gerekebilir bu süreyi.
Nerede konaklamalı?
Alsancak – Şehrin en popüler bölgesi, oteller, restoranlar, barlar, alışveriş dükkanları ile dolu. Şehir merkezinde konaklamak isteyenler için ideal.
Konak – Tarihi yerlere, Kemeraltı çarşısına, Saat Kulesi gibi simge yapılara yakındır. İyi korunamamış olsa da Basmane’de bir oteller bölgesi de bulunur.
Karşıyaka – Körfezin kuzeyinde yer alan karakteristik semt. İzban, feribot ya da özel aracınızla kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bostanlı ve Karşıyaka görece daha sakindir.
Antik Kentler ve Tarihi Kalıntılar:
Müzeler:
Kültürel ve Tarihi Yapılar:
İzmir’in en çok ziyaret edilen yerlerinden biri Tarihi Kemeraltı Çarşısı.
Sevdiğimiz lezzet duraklarından bahsedelim önce:
Pide – Kuyum Pide ve Numan Pide en sevilen iki adres. Bizim favorimiz Kuyum ancak Numan da hiç fena değil. Özellikle tahinlisi..
Kebap – Favorimiz 1949’dan beri bir aile işletmesi Gül Kebap, diğer seçenek ise Doyuran.
Börek – Osman Usta Antalya Börekçisi otlu peynirli böreği ile her gittiğimizde uğradığımız bir dükkan.
Zeytinyağlılar & tencere yemekleri – Kısmet Lokantası özellike şevketibostanı ve soğan kebabı başarılı. Ev yemekleri için Komposto da sevdiğimiz bir diğer adres.
Çorba – Bizim Lokanta’da balık çorbası.
Söğüş – İzmirlilerin en sevdiği yiyeceklerden birini çoğu yerde bulabilirsiniz, Söğüşcü Celal ve Oğulları.
Tatlı – Kazandibi için Süt Çiçeği, ve Hisarönü Şambalicisi..
Badem/Fıstık Ezme için Elgani Ezmecizade
Çarşının Tarihi:
Eski kaynaklara baktığımızda çok uzun zamandır buradaki kent yerleşiminin ortasında bir iç liman olduğu biliniyor. Kemeraltı ise bu limanı savunan bir kale olarak karşımıza çıkıyor. 12.yy’dan kalma bir Bizans yapısı olan bu kale hep farklı isimlerle anılmış. Neon Kastron, Ceneviz Şatosu, Castrum Symrnarum, St. Petros Kalesi, Osmanlı Döneminde ise Yeni İzmir Kalesi, Hisar, Soğan Kalesi gibi isimlerle anılıyor.
Farklı dönemlerde sık sık doldurulan sahil hattına yay şeklinde konumlanmış sokakları Roma dönemindeki bu iç limana göre şekillenen bir yerleşimin izleri olarak görülüyor.
Liman hayatın merkezi, hem de şehrin en batısında ticaret yollarının sonlandığı nokta. Burada tarih boyunca ticarethaneler, kervansaraylar olmuş. 1744 yılında yapılan Kızlarağası Hanı da bu yapılardan biri.
Zamanla görünümü değişmiş olsa da özellikle çarşıda sokakların kesiştiği noktalardaki camiiler bu tarihin izlerini sürebildiğimiz yapılar. Bir zamanlar üstü örtülü olan sokaklarında dolaşırken tarihe tanıklık eden hanlarında kaybolabilirsiniz. Abacıoğlu Hanı, Arap Hanı. Karaosmanoğlu Hanı bazıları..
Osmanlı’da dış ticaret açısından önemli bir limana dönüşmesiyle 1600’lü yıllarda İzmir’e göç eden Yahudiler de, ağırlıklı olarak Havra Sk ve Agora çevresine yerleşiyor. Bölgede çok sayıda Sinagog da görebilirsiniz.
İzmir’de sevdiğimiz 9 kahvaltı mekanı!
Artık bizi bir süredir takip edenler serpme kahvaltı sofraları yerine daha basit, tek tabakta ve ürünün öne çıktığı kahvaltıları sevdiğimizi anlamıştır.
Zeynel Ergin Gevrek Fırını Alsancak’ta bir klasik. Her gittiğimizde uğruyoruz, dilerseniz kumru veya boyoz yanına ufak eşlikçilerle hızlı bir kahvaltı yapabilirsiniz.
Konya Mandırası Kahvaltı Salonu ise Yenişehir’de süt ürünleriyle öne çıkıyor. Eskişehir’deki Doyuran Kahvaltı Salonunu anımsatıyor bize. Kavurmalı yumurtası ve kaymakları lezzetli, ama işler biraz seri üretime dönmüş gibi.
Smör, Bostanlı’nın arka sokaklarında renkli bir fırın. Çeşit çeşit kruvasan, focaccialar, sandviçler ve eğer seviyorsanız nata için gidebilirsiniz. Bir zamanlar yaptıkları sarımsaklı kruvasanı bir süredir tezgahta bulamıyoruz hepimiz ısrar edersek belki tekrar yaparlar.
Neuf Patisserie, yine Bostanlı’da ve daha geniş bir oturum alanına sahip bir mekan. Kruvasan ve türevleri, spesifik olarak Cruffin çok başarılı.
Gizem Kuzu Bakery, listenin en popüleri olabilir. Özel siparişle başlayıp adım adım büyüdüler. Az çeşitte ürün ve bol emek var. Durum böyle olunca kalitesi de düşmüyor. Ürünler erken bitiyor, sabah kiş ile başlayıp berliner ile devam edebilirsiniz. Kahveleri de başarılı.
Osman Usta Antalya Börekçisi. Kemeraltı tarafına her işimiz düştüğünde uğradığımız o küçük börekçi. Börekleri yağsız bir hamurdan yapılıyor, sipariş üzerine hazırladıkları böreklerden favorimiz otlu peynirli olan. Peynirler 👌🏻
I’m Bread Bakery ile Karşıyaka’ya geri dönüyoruz. Ekmekleri, pretzel ve focacciaları başarılı. Tüm ürünleri alıp eve götürmelik. Üstelik Youtube kanallarında aşırı eğlenceli tarif videoları var. Hani “ben evde kendim yapacağım” derseniz..
Yıldız Katmer. Akhisar’ın meşhur lezzeti yumurta, peynir ve yufka ile hazırlanan katmeri. Akhisar’daki dükkan ile sahipleri aynı. Aile Akhisar’da oğulları ise Karşıyaka’da.
Leone Patisserie&Boulangerie. Artık İzmir’e yolu düşen herkesin bildiği yerlerden biri. Konak’ta, Urla’da ve sanırım Karşıyaka’da şubeleri var. Kahvaltı menüleri geniş ama biz genelde kruvasanlarını tercih ediyoruz.
19.yüzyılda İzmir Akdeniz’de önemli limanlardan birine dönüşür ve Avrupa’dan yoğun göç alır. Bu dönemde Türkler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Levantenler yan yana, çok kimlikli bir yaşantı sürdürürler.
Levantenlerin kim olduğunu araştırdığımızda ise ülkemizde sıklıkla gayrimüslim azınlıklar olarak genellense de Osmanlı’daki Rum, Ermeni ve Yahudi topluluklardan farklılar. Levantenler, daha çok İtalya, İngiltere, İskoçya, Hollanda ve Fransa’dan doğuya göç eden tüccarlardan ve ailelerinden oluşuyor.
Bayetav Sanat’taki Çok Kimlikliliğe Övgü sergisinde anlatıldığı üzere bu göçün Bizans’ın bu topraklarda Cenevizlilere haklar verdiği Nif Antlaşması (1261) ile başladığı düşünülebilir. Aslında bu göç çok daha öncelerine dayanıyor.
Levantenler milliyetçilikten uzaklar. Rum, Ermeni ve Yahudiler ile en büyük ayrıştıkları nokta da kolektif siyasi taleplerinin olmaması. Bunun sonucu olarak Türk ulus devleti tarafından bir tehdit olarak da görülmüyorlar.
Levantenler diğer gruplara göre baskıyı daha az hissettiler. Buna rağmen Levanten nüfusun hızla erimesinin ana nedeni olarak hükümetin vergi düzenlemeleri ve çıkarılan kanunlarla Türk olmayanların esnaflık, zanaatkarlık, avukatlık, doktorluk gibi meslekleri yapamaması görülüyor.
İzmir Levantenleri ile ilgili Bayetav Sanat’taki sergi ve Levantenlerle yapılan söyleşiler, kolektif olarak milliyetçilik yerine çok kimlikli olmayı, bir arada yaşamayı, İzmirliliği benimsediklerini gösteriyor.
Bu bilgiler Bayetav Sanat’ın Bornova’da Fernand Pagy Köşkü içetisinde kurulan sergisinden. Pagy Ailesinin 19.yy’dan kalma köşkü, Bornova’da günümüze ulaşan Levanten köşklerinden sadece biri.
Aliberti, Paterson, Bardisbanian, Whittall, Belhomme, Giraud, De Andria, Mattheys günümüze ulaşan diğer köşkler. Köşklerin bazıları kültür sanat mekanlarına dönüşmüş, bazıları başka amaçlarla işlev görüyor, bazıları ise kullanılmıyor ya da ziyarete kapalı.
Günümüze ulaşan köşklerin sanatçı Verda Sipahi tarafından yapılmış minyatürleri Arkas Mattheys Köşkü bahçesinde görülebilir.
İzmir’in önemli kültür-sanat mekanlarından biri, 5 yıl süren restorasyon sonucunda açılan Arkas Sanat Bornova. #kişnişvsizmir
Burası Bornova’da 1780 yılında John Maltass tarafından inşa edilen, 1922’de Atatürk’ün de ziyaret ettiği Mattheys Köşkü.
Anadolunun sahip olduğu kültürel mirasın önemli bir kısmını kaplayan el dokumacılığı ve halıcılık üzerine iyi örneklere sahip bir koleksiyon burada sergileniyor. Tarih boyunca zenginlik, statü ve prestij göstergesi olmuş, dünyanın dört bir köşesini dolaşmış, sanatçılara ilham olmuş Anadolu halılarını içeriyor bu koleksiyon.
Köşkün özellikle bahçesi çok keyifli. Bahçesinde günümüze kadar korunarak gelmiş, hikayelerle dolu 9 köşkün maketi bulunuyor. Maketlerin arasında dolaşırken taştan üretilen sembolleri de göreceksiniz bu tasarımlar Verda Sipahi’ye ait. Her biri ilişkilendiği köşk ile bir hikaye anlatıyor.
Hikayelerden biri “Aliberti Köşkü ve Futbol Topu”
Bir dönem Aliberti köşkünde yaşayan James La Fontaine, 1890’lı yıllarda İzmir’deki Rum ve Ermeni takımların katıldığı 1922’ye kadar yapılan bir lig organize ediyor. Söz konusu organizasyon, Türkiye’deki ilk futbol ligi ‘James La Fontaine Pazar Ligi’ oluyor.
Köşkün parçası olan diğer küçük yapılar da yeniden işlevlendirilmiş. Tatlı bir kafesi bile bulunuyor, mutfak olarak etkileyici bulamasak da zaman geçirmek için şahane bir ortam olmuş.
Arkas’a ait Alsancak’ta Arkas Sanat Merkezi, Bornova’da Arkas Deniz Tarihi Merkezi ve Urla’da Arkas Sanat Urla olmak üzere üç farklı mekan daha var.
Arkas Sanat Bornova, Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 arasında açık, girişler 50₺. Salı günleri ücretsiz.
Buca’da 1 gün ve aldığımız notlar! #kişnişvesaire
İzmir Levantenlerinin izlerini takip ettiğimizde yoğunlaştıkları iki semt; Bornova ve Buca karşımıza çıkıyor. Eski kaynaklardaki adıyla Boudja, pek bu yanıyla bilinmese de İzmir’in tarihi dokusunu yansıtan çeşitli yapılara sahip.
– Roma dönemine tarihlenen Kızılçullu su kemerleri, İzmir’in su ihtiyacını karşılamak için yapılmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış Buca’daki en eski eserlerden. Levantenlerden de çok önce.
– 19.yüzyıl ve 20.yüzyıl başlarından kalma Levanten köşkleri ise Buca’nın en karakteristik yapıları.
– Genellikle zengin Levanten tüccarlar tarafından yaptırılan bu köşklerin bazıları günümüzde farklı amaçlarla kullanılıyor.
Çoğunlukla eğitim kurumları ya da kültür sanat mekanları olarak hizmet veriyor.
– Hacı Davut Fargoh Malikanesi, halk arasında Pembe Köşk olarak bilinen yapı günümüzde Buca Kültür-Sanat Merkezi.
– Buca’nın tarihi sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkacak kiliseler de olacak. St. Jean Baptist Latin Katolik Kilisesi ve Buca Protestan Baptist Kilisesi. Bu yapıların çoğu en eski mahallelerinden biri olan Dumlupınar’da. Eskiden çok daha fazlası olduğunu çeşitli kaynaklardan okuduk.
– Buca’daki yapılardan en etkileyici detaylara sahip olan ise 1895 tarihli Christian Russo’ya ait olan Russo Köşkü.
– 1856’da Sultan Abdülmecit’in, 1863’de de Sultan Abdülaziz’in misafir edildiği Baltazzi Köşkü de önemli yapılardan biri. Sanıyoruz şuan hala Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesine ait.
– Günümüzde Buca’da bir hastanenin arazisinde kalan Forbes köşkü ise 1908 yılında İskoç bir aile tarafından yaptırılıyor. Buca’nın önemli caddelerinden biri de ismini bu aileden alıyor.
– Rees Köşkü, Dejongh Köşkü, Gavrili Köşkü, Barf Köşkü, Hanson Köşkü günümüze ulaşmayı başaran köşklerin bazıları. Pek çoğu ise kaybolmuş, günümüze ulaşamamış.
– Buca’da yaşayan Levantenlerin çoğu savaş döneminde taşınıyorlar. Bir kısmı yeni hükümetin yabancı sermayeye açık olduğu dönemde geri dönse de değişen ülke politikaları sonucunda yavaş yavaş İzmir’in farklı semtlerine ve Avrupa’ya taşınıyorlar.
Zeytinlikler, bostanlarla dolu bir sayfiyeden şehirleşmeye..
Bir dönemler Karşıyaka sahilinin deniz hamamları olduğunu hayal edebiliyor musunuz?
Aslında banyo ya da deniz hamamı denilen yapılar Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet yıllarında yakın bir zamana kadar varlıklarını sürdürmüş.
İlk yerleşim bölgelerinden olan Alaybey’de bir plaj kullanımı bile olmuş. Belli adalarda sadece denize sıfır evlerin yer aldığı Karşıyaka günümüzde pek gerçekliğini sürdürmüyor.
Bunun en büyük sebeplerinden biri 1950’lerde başlayan projelerle sahilin doldurulması. Zamanında sahilde olması gereken ama artık yolun arkasında kalan iki köşk (Penetti ve Aliotti) günümüze ulaşan önemli yapılardan.
Bu bölgenin eski tasvirlerine baktığımızda Yamanlar Dağı eteklerinde ormanlık, zeytinliklerle anlatıldığını görüyoruz. Bostanlı ise Menemen Ovası’nda yetişen karpuz ve kavunların (halk dilinde bostan) yaz aylarında develerle ve at arabalarıyla taşınıp gemilere dağıtılan bir iskele olduğu için Bostanlı olarak adlandırılıyor.
Karşıyaka’nın eski ismi olan Kordelya ise bir komutandan geliyor. III. Haçlı Seferinde Alsan Yürekli Richard’ın orduları Karşıyaka’da ormanlık bir arazide konaklamışlar. O nedenle bu bölgeye Fransızca ‘Aslan-Yürek’ anlamına gelen Coeur de Lion adı verilmiş. Zamanla Cordelieu, Cordelion, Kordelya olarak değişmiş.
İzmir’den günübirlik diye gidip ama daha uzun kalmak isteyeceğiniz rotalar:
– Caferli, Kuşadası: İzmir’in güneyinde sevdiğimiz küçük bir köy. Kuşadası Milli Parkını ve Değirmen Çiftliği görebilir, Çiy Restaurant ve Konukevinde lezzetli bir akşam geçirebilirsiniz. Yemek için Kuşadası’nda bulunan Bottarga da aklınızda olsun.
– Bayındır, İzmir : İzmir’in eski Rum yerleşimi olan ilçelerinden biri. Fidancılığı ile ünlü bu ilçeye semt pazarının kurulduğu bir Cuma günü gelebilirsiniz. Yenilenen tarihi sokakları keşfedilebilir. Ama bizce aslında etli ekmek dedikleri o minik pideler için gitmelisiniz. Efeoğlu Pide ve Katmerci Ahmet kaydedilsin.
– Özbek, Urla: daha önce Urla rehberimizde de yer verdiğimiz oldukça sakin bir köy. Özellikle Urla’dan buraya gelirken yol muhteşem ağaçlarla çevrili, sahilde Can’ın Yeri ya da daha popüler olan Akın’ın Yeri sevdiğimiz mekanlar.
– Karaburun: ise başlı başına büyük bir rota. Büyük bir yarımada, Mordoğan ve Karaburunu gezebilirsiniz. Ocak’ta Nergis Festivali yaz aylarında ise koyları gezilebilir. Hem bir aile restoranı hem de otel olan Lipsos deniz ürünleri için kesinlikle listenizde olsun.
– Ödemiş&Birgi: Cumartesi kurulan pazarı, Töngül Fırını’nda Töngül pidesi, Köfteci Hurşit’te Ödemiş Köfte ve Birgi’de Nar Danesi listenizde olsun. Buralara gelmişken terk edilmiş bir köy olan Lübbey’i de görebilirsiniz.
– Tire&Kaplan Köyü: Tarihi Salı Pazarı, Necippaşa Kütüphanesi, Ayhan Usta’nın dondurması, Kaplan Dağ restoranında keşkek..
– Bergama özellikle tarihi zenginlikleriyle sizi kendine çekiyor. Konaklamak için Kaikos Evi, yemek için Casa Regina ve keşfetmek için Dikili, Bademli Köyü ile mükemmel bir rota.
– Foça da yine Kuzey Ege’de özellikle kış/ilkbahar aylarında aşırı sakin bir rota. Kalesi ve sahili keşfedilmeli. Mekan önerileri: Fokai Restaurant, Liman Balık Restoran, Kavala Wine Bar
– Efes Antik Kenti ve Selçuk, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentlerinden biri olan Efes de günübirlik ziyaret edebileceğiniz rotalardan. Efes Antik Kenti, Meryamana Kilisesi, Şirince Köyü bu rota kapsamında ziyaret edilebilir. Konaklama için Güllü Konakları, şarap tadımları için Yedibilgeler’i tavsiye edebiliriz.
– Eski Doğanbey ve Söke, İzmir’in güneyinde Aydın, Söke’de bulunan eski bir Rum köyü: Doğanbey. Zamanla köy vadinin aşağısına taşındığı için iyi bir şekilde korunabilmiş. Ege’nin en güzel köylerinden biri. Söke’de kahvaltı için Yoğurtçu Cavit, Söke pidesi için Arzun 2 Pide, Çöpşiş için Bülent Usta Çöp Şiş tavsiyelerimiz.
Bu rotalar dışında daha önce rehberlerini hazırladığımız ve daha popüler olan Çeşme-Alaçatı ve Urla da özellikle gastronomi açısından zengin rotalar. Ancak bu rotaları keşfetmek için günübirlik değil daha uzun seyahatler planlamanızı öneririz.
Kavacık, Nazarköy, Sığacık & Seferihisar, Çandarlı tercih edebileceğiniz diğer önemli destinasyonlar.