Amsterdam, Avrupa’nın en büyüleyici şehirlerinden biri olarak, tarih ve modern yaşamı harmanlayan bir yapıya sahip. 17.yüzyıldan kalma mimarisi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kanalları ve zengin kültürel mirasıyla her yıl dünyanın dört bir tarafından ziyaretçilerini ağırlıyor. Şehir, özgür ruhu, sanatı ve canlı atmosferiyle tanınıyor. Kültürel etkinlikler, müzeler ve lezzet duraklarıyla dolu bu şehirde keşfedecek çok şey var. Yıl boyunca çeşitli festivallere ve pazarlara ev sahipliği yapan Amsterdam, her daim canlı. Amsterdam’da geleneksel lezzetlerinden çok, yıldızlı restoranlar, dünya mutfaklarından iyi seçenekler bulabiliyorsunuz.
Restoranlar:
– Choux
– De Kas
– RIJKS
– Entrepot
– De Tros
– Oocker
– 4850
– Fuku Ramen
– nNea Pizzeria
– Trattoria Breda
– Pazzi Pizza
– Fou Fow
– Bussia
– Brut de mer
– Bistrot Neuf
Sokak Lezzeti:
– Zero Zero
– The Lebanese Sajeria
– Soju Bar
– Ladybird Fried Chicken
– Mezzave
– Heertje Friet
– Davie’s Amsterdam
– Ranchi
– Fabel Friet
– Toastable
– Lombardo’s
– Miuz Gelato
Fırın:
– Saint-Jean
– Louf
– Bakkerij Wolf
– Fort Negen
– levain et le vin
– et Claire
– Salvo Bake House
– Grammes
– Rise Bakery
– Ulmus
– Holtkamp
Barlar:
– Door74, speakeasy
– Bar The Tailor
– Bar Babar, wine bar
Kahvaltı:
– Little Collins
– Belly Pepper
– Box Sociaal
– The Cottage
– Bakers&Roasters
Kafe/Kahveci:
– LOT61
– Cafe Restaurant Metro
– Pllek
– Uncommon
– Winkel43
– Toki
– Scandinavian Embassy
– Rum Baba
1. Merkez (Centrum): Amsterdam’ın kalbi olan bu bölge, tarihi kanalları, ünlü Dam Meydanı ve Kraliyet Sarayı ile tanınır. Aynı zamanda Red Light District ve birçok müze burada bulunur.
2. Jordaan: Dar sokakları, sanat galerileri ve butik mağazaları ile bilinen bu semt, yerel halkın tercih ettiği kafeler ve restoranlarla doludur.
3. De Pijp: Çeşitli kültürlerin bir arada yaşadığı bu canlı semt, ünlü Albert Cuyp Pazarı ve Heineken Experience gibi cazibe merkezlerine ev sahipliği yapar.
4. Oud-West: Modern kafeler ve restoranlarla dolu bu bölge, Vondelpark’a yakın konumda ve genç profesyoneller arasında popülerdir.
5. Zuid (Güney): Lüks alışveriş caddesi P.C. Hooftstraat ve ünlü müzeler (Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi) bu bölgede yer alır. Aynı zamanda geniş yeşil alanları ile tanınır.
6. Noord (Kuzey): Gelişmekte olan bir bölge olan Eye Filmmuseum, Noord, NDSM Werf gibi yaratıcı alanları ve çeşitli etkinlikleriyle dikkat çeker. Feribotla kolayca ulaşılabilir.
7. Oost (Doğu): Çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bu bölge, Tropenmuseum ve Oosterpark gibi mekanları ile bilinir.
8. Westerpark: Yeşil alanları ve kültürel etkinlikleri ile ünlü bu semt, aynı zamanda birçok kafe ve restoranı barındırır.
Her semt, Amsterdam’ın sunduğu zengin kültürel ve tarihi mirası farklı bir açıdan deneyimleme fırsatı sunuyor. Amsterdam’da konaklamak için en tercih edilesi bölgeler Jordaan ve De Pijp, galeriler, restoranlar, şirin kafeler, butik dükkanlarla dolu bu mahalleleri keşfetmeyi de konaklamayı da çok seviyoruz. Son ziyaretimizde biz Oosterpark yakınlarında bulunan Numa‘da konakladık. Oosterpark’a yürüme mesafesi, hemen önünden tramvayın geçtiği bu klasik Hollanda mimarisine sahip apartmanda konaklamak bizim için çok konforluydu. Sizler için de %15’lik bir indirim kodu ayarladık. Numa ile Avrupa’nın pek çok şehrinde yapacağınız konaklamalarda KISNISNUMA15 kodundan yararlanabilirsiniz. Bağlantıyı buraya bırakıyoruz.
Amsterdam’da gezilecek en popüler 20 yer: Rijksmuseum, Van Gogh Museum, Anne Frank House, Vondelpark, Dam Meydanı, Jordaan Bölgesi, Rembrandt House, NEMO Bilim Müzesi, Heineken Experience, Red Light District, Amsterdam Kraliyet Sarayı, Stedelijk Müzesi, Begijnhof, Çiçek Pazarı (Bloemenmarkt), Amsterdam Kanalları (Grachtengordel), ARTIS Micropia, De Pijp Bölgesi, Westerkerk, EYE Film Müzesi, Zaandam & Zaanse Schans.
I amsterdam ile Amsterdam’ın en etkileyici müzelerini keşfedebilirsiniz. Bu müzelerin bazıları oldukça popüler olan ama kesinlikle görülmesi gereken müzeler. Listemizdekilerin tamamı @iamsterdam City Card ile ücretsiz.
1. Rijksmuseum: Hollanda’nın en büyük sanat müzesi, Rembrandt, Vermeer gibi ünlü sanatçıların eserlerini barındırıyor. Osmanlı dönemini anlatan eserlerin bulunduğu odayı (room 1.3) kesinlikle görmeli.
2. Stedelijk Museum: Modern ve çağdaş sanatın en önemli müzelerinden biri, Kandinsky, Mondrian gibi sanatçıların eserlerini sergiliyor.
3. ARTIS-Micropia: Dünyanın ilk mikroorganizma müzesi, mikroskobik canlıların görülmesini sağlayan interaktif sergilemeler sunuyor.
4. Eye Filmmuseum: Sinema tarihi ve kültürüne adanmış müze, sinema filmlerinin ve teknolojilerinin sergilendiği bir yer.
5. Foam Photography Museum: Fotoğraf sanatına odaklanan müze, dünyanın en iyi fotoğrafçılarının eserlerini sergiliyor.
6. H’ART Museum: Güncel sergilerin olduğu Hollanda sanat tarihinin önemli bir parçası olan müze. Kandinsky sergisi 10 Kasım’a kadar görülebilir.
7. Amsterdam Museum on the Amstel: Şehrin tarihi ve kültürel geçmişini anlatan müze, Amstel Nehri’nin kenarında konumlanıyor.
8. Allard Pierson Museum: Arkeoloji müzesi, Antik Yunan, Roma ve Mısır uygarlıklarından kalma eserler barındırıyor.
9. Our Lord in the Attic Museum: 17.yüzyıldan kalma gizli Katolik kilisesi, tarihi bir yapı, az bilinen ve ilginç bir müze.
10. Hortus Botanicus Amsterdam: 17.yüzyıldan kalma botanik bahçesi, binlerce bitki türünü ve sıra dışı seralar içeriyor.
City Card kapsamında olmayan ama kesinlikle görülmesi gereken iki müze daha bulunuyor. Bunlar da Hollandalı ünlü ressam Van Gogh’un eserlerinin sergilendiği Van Gogh Museum ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Anne Frank’in saklandığı evin sergilendiği Anne Frank House. Popüler müzeler için gitmeden önce ziyaret edeceğiniz zaman aralığını seçmeniz gerektiğini hatırlatalım.
I Amsterdam City Card, şehri daha ekonomik ve pratik bir şekilde keşfetmek isteyen gezginler için harika bir seçenek. Daha fazla detaya kendi web siteleri üzerinden (yani buradan) ulaşabilirsiniz. Amsterdam Card siparişinizi oluşturduktan sonra tek yapmanız gereken Centraal Station içerisindeki dükkanlarından kartlarınızı teslim almak. İhtiyacınız olan süreye göre 24 saatlik, 48, 72, 96 ve 120 saatlik olmak üzere farklı seçenekleri var. 60€ ile 125€ arasında değişiyor fiyatları.
Choux – Farklı tadım menüleri servis edilen bu restoranda tüm menülerin ortak noktası çok iyi malzemelerin kullanılması ve sahnede sebzelerin olması. Genellikle bir deniz ürünü menüde olabiliyor, et ürünleri ise nadiren menüde oluyor. Denediğimiz en başarılı vegan/vejetaryan restoranlardan biri.
Restaurant De Kas – Amsterdam’da eşsiz bir yemek deneyimi sunan, ünlü bir restoran, Michelin yıldızına ve yeşil yıldıza sahip. Eski bir serada yer alan mekan, mevsimlik ve taze malzemelerle hazırlanan lezzetli yemekleriyle biliniyor. Kendi bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri kullanarak günlük menüler oluşturuyorlar. Şehirden kaçış hissi veren bu güzel ortamda, doğadan sofraya konseptiyle özel bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Hem sürdürülebilirlik hem de lezzet odaklı bir yemek arayanlar için ideal bir seçim. Rezervasyon yaptırmak önemli. Bizim son ziyaretimizde tekrar gitmek isteyip yer bulamadığımız için gidemediğimiz ve menülerini hep merak ettiğimiz bir mekan. Üç aşamalı öğle yemeği menüsü 50 euro.
RIJKS – Hollanda’nın ve belki de Avrupa’nın en popüler müzelerinden biri Rijksmuseum’un içerisinde bulunan 1 Michelin yıldızlı restoran. Bahçesi yaz aylarında çok keyifli, hava güzelse kesinlikle dışarıda oturmayı tercih edin. A la carte ve tadım menüsü seçenekleri var.
Restaurant Entrepot – Burası deneyip sevdiğimiz popüler şef restoranlarından biri. Etkileyici & sade mimarisi, açık mutfağı zaten sizi fazlasıyla etkiliyor. Menü kısıtlı ancak sık sık değişiyor. Tabaklar çok küçük değil ancak 4-5 tabak denemek iyi olur. Tadım menüsü şart değil.
Oocker – Amsterdam’da çok iyi şarap barları var. Hemen hemen çoğu restoranda naturel şarapların bulunduğu iyi bir şarap listesi bulabiliyorsunuz. Oocker, şarap konusunda oldukça geniş bir seçkiye sahip olan mütevazı bir mahalle barı. Bir kadeh için oturup tüm akşamınızı geçirebileceğiniz ve kendinizi kesinlikle ekibin tavsiyelerine bırakmanız gereken bir yer.
4850 – Tekrar tekrar geldiğimiz mekanlardan biri. Daha önceki seyahatte de iki defa uğramıştık. Bu sefer hızlı bir öğlen yemeği için ziyaret ettik (şefleri henüz ayrılmamıştı). Burası aşırı rahat gün boyu kahve ve çörek için gelebileceğiniz ama aynı zamanda iyi şarap ve lezzetli yemekler de sunan bir restoran.
Buurtcafé De Tros – Listede ilk defa denediğimiz mekanlardan biri. Oosterpark’ta konakladığımız dairenin yakınlarındaydı. Zero Zero, Ceppi’s gibi mekanların sahipleriyle aynı kişiler işletiyor. Menüleri çok geniş değil ama yediğimiz her şey çok lezzetliydi. Bar atıştırmalıkları arasında gizlenmiş olan smash burger ise mekanın yıldız ürünü diyebiliriz.
Bistrot Neuf – Amsterdam’da sevdiğimiz bir deniz ürünleri restoranı, klasik bir Fransız bistrosu. Daha önce kışın gelip barda oturmuştuk, yazın sokağa taşan masaları da pek keyifli. Foie Gras, Steak tartare gibi klasikler dışında dilerseniz istridye tadım menüsü dahi alabilirsiniz.
Fuku Ramen – Yeni sayılabilecek bir mekan olmasına rağmen yer bulmak oldukça zor. Fuku Ramen, Pazar hariç her gün 5 tabaktan oluşan bir tadım menüsü sunuyor. Japonların ‘Izakaya’ bar konseptinden ilham alıyor, Pazar günleri ise ‘social sundays’, yani menüden gün boyunca a la carte seçim yapabiliyorsunuz. Menü haftalık olarak değişiyor. Eğer Japon mutfağı ve ramen seviyorsanız kesinlikle uğramanız lazım. Hem rahat bir mekan hem de yüksek kalitede malzemeler ile etkileyici tabaklar hazırlıyorlar. Mekan küçük rezervasyon yapın 🙂
Fou Fow Ramen – Burası ise Amsterdam’daki ilk Ramen restoranlarından biri, daha rahat bir ortamı mevcut. Fou Fow Udon adında bir şubeleri daha bulunuyor kanalın diğer tarafında, orada sıra bekleme ihtimaliniz daha düşük. Tonkotsu ve Miso ramenlerini denedik.
Bussia – Çarşamba gününden Cumartesiye saat 8.00-15.30 arasında kahvaltı servis eden bu mekan Amsterdam’da bir diğer iyi seçenek. Öğlen ve akşam yemeği için de sık tercih edildiği için kahvaltı listedilerinde pek yer almıyor. İyi bir İtalyan mutfağı deneyimlemek isterseniz akşam buraya rezervasyon yaptırabilirsiniz. Kahvaltı için çörek ve focaccia ideal. Öğlen veya akşam ise taze makarna ve risottolarını deneyin.
nNea – Amsterdam’da ödüllü bir pizzacı. Napolitan tarzda pizzalar yapıyorlar. Yakın zamanda yayınlanan ve Türkiye’den de bir pizzacının ilk 50’de yer aldığı ‘Avrupa’nın En İyi 50 Pizzası’ listesinde 6.sırada yer aldılar. Durum böyle olunca mekanda yer bulmak biraz zor olabiliyor. Ancak yer bulamazsanız üzülmeyin yan dükkanlarından al-götür yapabilirsiniz ya da hızlıca barda yiyip devam edebilirsiniz. Ama al-götür için bile 1 saat pizzanızı bekleyebilirsiniz. Hamurları çok lezzetli. Pizzalar 11-20 euro arasında değişiyor.
Pazzi – Amsterdam’da yanılmıyorsak 4 şubesi olan, nNea kadar popüler olmasa da yine iyi bir pizzacı burası. Sadece akşam hizmet veriyorlar. Picante salamı ve gorgonzola seviyorsanız siz de bizim gibi menülerindeki Pazzi Pizza’yı seveceksiniz.
Mr.Meat Steakhouse – Burası Ali Ocakbaşı ile aynı grubun işlettiği restoranlardan birisi. Restoran hafta içi Salı-Cuma akşam servisi veriyor. Hafta sonu ise hem akşam hem öğlen. Menülerinde belirttikleri Lokum, Çıtır, Ayva gibi ürünler şefin imza tabakları. Biz lokum denedik ve et gerçekten çok iyi pişirilmişti, 200gr servis edilen Lokum 36 euro. Tabağın yancıları geliştirilebilir. Servis/hizmet çok başarılı.
Trattoria Breda – Burası hiç de fena olmayan şık bir İtalyan restoranı. Şehrin daha doğu kısmında – Oostenburg tarafında. Öğlen ve akşam servisleri var. Öğlen focaccia ve taze makarna akşam ise pizzalarını deneyebilirsiniz. Akşam servis veren Enoteca Breda da yine burada, özel bir şarap seçkisini musluklarda sunan ilginç bir şarap barı konseptine sahip. Rezervasyon iyi olur. Michelin listesinde yer alan Breda isimde fine-dine konseptte bir restoranları daha var.
The Lebanese Sajeria – Tren istasyonuna yürüme mesafesinde bir sokak lezzeti diyebiliriz. Eğer Lübnan & Orta Doğu mutfağını seviyorsanız dürüm, çorba ve vegan atıştırmalıklar için gidebilirsiniz. Öneri üzerine labne ve tavuklu olan denendi sevildi.
Zero Zero – Yine takipçilerimiz tarafından çok önerilen bir sandviç mekanı, şu hayatta karşı koyamadığımız şeylerden biri focaccia (hamur), burrata ve şarküteri. Sandviçleri gerçekten başarılı bir dükkan.
Soju Bar – Kore mutfağı çılgınlığı tüm Avrupa’da hissediliyor gibi 🙂 Soju Kore usulü kızarmış tavukları ve atıştırmalıklarıyla sevilen bir bar. Tavuklardan ‘garlic soy’ denedik, biraz fazla tatlıydı ancak diğerlerine şans verilebilir. Kore birası da denedik.
Sokak Lezzetleri:
Hızlı atıştırmalıklar ve sokak lezzetleri kategorisinde değerlendirebileceğimiz bazı mekanlar. Sandviçleriyle Zero Zero, Ranchi ve Davie’s Amsterdam, kızarmış tavuk sevenler için Soju Bar ve Ladybird Chicken, Orta Doğu mutfağını seviyorsanız The Lebanese Sajeria ya da Mezzave‘yi tavsiye edebiliriz. Hollanda tarzı kızarmış patatesler için Fabel Friet en popüler adres ancak Heertje Friet de oldukça başarılı. Pek çok lokalin de favorisi. Burger için yine turistler arasında pek popüler olan Lombardo’s ilk denediğimiz yerlerden biri olmuştu. Herkesin bu kadar sevmesine şaşırdığımız bir burger tarzı. Eğer smash burger ya da daha ince köfteli, yumuşak burger ekmeğine sahip burgerleri seviyorsanız burası size göre değil. Ama burgerleri kötü de diyemeyiz. Smash burger severler arasında Le Smash oldukça popüler ama biz orayı bir türlü fırsat yakalayıp deneyemedik.
Amsterdam deyince ilk akla gelen mekanlar ‘munchies’ odaklı kahvaltı/brunch mekanları oluyor ancak çok iyi fırınlar da var. Bu iki seyahatimizde şehrin dört bir tarafından fırınlar deneme şansımız oldu. İşte sevdiğimiz fırınlar, kafeler, kahvaltı mekanları…
1 – Saint Jean • Tamamen bitki temelli, vegan ürünler çıkaran fırın şaşırtıcı bir şekilde şehrin en iyi fırınlarıdan biri. Soft serve dondurmaları, cruffin ve çörekleri muhteşem.
2 – 4850 • gün boyunca bir kafe gibi hizmet veren ancak aynı zamanda bir fine-dine restoran gibi öğle ve akşam yemeği servisi veren bu mekan Amsterdam’da iyi bir şarap seçkisine sahip olan, sevdiğimiz mekanlardan biri.
3 – Fort Negen • Double baked bademli kruvasanları, şeftali ve sumaklı cruffin gibi lezzetli ürünleri için kapısından kuyruk eksik olmayan bir fırın.
4 – levain et le vin • Focaccia sandviçleri, çörekleri naturel şaraplarla eşleştirmek isterseniz gidebileceğiniz keyifli bir dükkan.
5 – et Claire • Bu küçük mahalle fırını muazzam işçilikle hazırlanmış pastane ürünleri sunuyor. Biberiye ve parmesanlı kruvasanı favorimiz.
6 – Salvo Bake House • Amsterdam’da İtalyan ruhuna sahip yaratıcı bir fırın. Tiramisu varyasyonları şiddetle tavsiye.
7 – louf • Sevdiğimiz fırınlardan biri de Louf. Sandviçleri, keyifli oturma alanı, ekmekleri, çörekleriyle yetenekli bir diğer fırın.
8 – Bakkerij Wolf • İyi ekşi maya ekmekler, focaccia sandviçler ve kahvaltı tabakları için tercih edebileceğiniz bir fırın.
9 – Rise Bakery • Burası da yine İtalyan ruhunu taşıyan, cannoli gibi klasik tatlıların yorumlandığı ve pek çok kruvasan ürünü çıkaran bir mahalle fırını.
10 – Grammes • Çikolata dolgulu kruvasanı ve özel siparişle hazırladıkları milföyleri buranın imza lezzetleri.
11 – Ulmus Bakery • Biraz şehrin dışında kalsa da sevdiğimiz bir diğer mahalle fırını da burası. Konakladığınız yere yakınsa ekmek ve kruvasanlar için tercih edebilirsiniz.
12 – Van Stapele Koekmakerij • Amsterdam’ın en merkezi noktalarından birinde kapısında sürekli kuyruk olan bir dükkan. Sadece chocolate chip cookie satıyorlar. Kurabiyeleri fena değil, abartmaya gerek yok tabii. Sıra hızlı ilerliyor neyse ki.
13 – Holtkamp • Amsterdam’ın en ünlü pastanelerinden biri. 1969 yılında kurulan mekan, özellikle krema dolgulu el yapımı tatlılarıyla tanınıyor.
Kahvaltı:
Amsterdam’da biraz daha uzun soluklu ve fırın ürünlerinden ibaret olmayan bir kahvaltı yapmak isterseniz yine tavsiye edebileceğimiz birkaç mekan var.
1 – Little Collins • Bu mekanın iki şubesi bulunuyor. Biz De Pijp’te bulunan mekanlarını denedik… Nitelikli ve yaratıcı brunch tabakları sunuyorlar. Amsterdam’ın en popüler brunch mekanlarına kıyasla daha az ve öz bir menüleri bulunuyor. Biz bu tarz mekanları seviyoruz çünkü bir mekanın çok geniş bir menüyü başarılı bir şekilde servis etme ihtimali çok daha düşük. Genelde menünün çok geniş olduğu bu tip mekanlarda ürünler de birbirine çok benzeyen ve yaratıcılıktan uzak tabaklar oluyor. Little Collins bu açıdan bizi mutlu etti. Veganlar için de seçenekler vardı. Rezervasyon almıyor. Şehrin batısında bir şubeleri daha var. Orası akşam da servise açık, gündüz görece daha sakin oluyor. Bir de yeni açtıkları Brio adında 11.00’den itibaren gün boyu hizmet verdikleri mekanları var orası da taze makarnalarıyla öne çıkıyor.
2 – Belly Pepper • İstanbul’da yaratıcısı olduğu markalardan ve çalıştığı mutfaklardan yakından tanıdığımız Şef Esra Acar Koç’un 2024 yılı başında ortağıyla beraber açtığı kahvaltı mekanı burası. Yaratıcı bir Türk kahvaltısı menüsü sunuyorlar. Çılbır, simit gibi klasiklerin yanında mücver, ıspanaklı börek gibi lezzetleri kahvaltı tabaklarına dahil ettiği yaratıcı tabaklar da var. Yediğimiz her şey pek lezzetliydi. Eğer Amsterdam’dayken Türk kahvaltısı deneyimlemek ya da en azından bir tatlı eşliğinde çayınızı yudumlamak isterseniz aklınızda olsun burası.
3 – Box Sociaal • Amsterdam’ın yine popüler sayılabilecek kahvaltı mekanlarından biri. Jordaan ve Plantage olarak iki şubesi var. Biz botanik bahçesi yakınlarındaki Plantage’yi denedik. Sıradan ürünler yerine burada lezzetli ekmek üstüler, kahvaltılık burgerler, shakshuka veya kahvaltılık kaseler deneyebilirsiniz. Web sitelerinden rezervasyon yapılabiliyor. Brunch/Lunch menüleri 9.00-15.45 arası servis ediliyor.
4 – The Cottage • Konakladığımız Oosterpark bölgesinde bulunan bu mekan ise şehirden biraz uzak ve sakin bir yermiş gibi hissettirse de lokallerin gün boyu doldurduğu bir mekan. Bizim kahvaltı için sevdiğimiz adreslerden biri oldu. Salı hariç her gün 8.30-23 arası hizmet veriyorlar. Menülerinden favorimiz adaçaylı tereyağ, kuşkonmaz ve pancetta ile servis ettikleri çırpılmış yumurta. Profillerinde ‘English Breakfast’ yazması sizi korkutmasın, denediğimiz tabaklar oldukça keyifliydi. Kahveleri için aynı şeyi söyleyemeyiz ama. Web sitelerinden rezervasyon yapılabiliyor.
5 – Bakers&Roasters • Şehrin en popüler brunch mekanlarından biri. İki şubesi de oldukça yoğun oluyor. Menüleri oldukça geniş, herkese göre bir şey bulunur muhemelen. Chorizo Breakfast Burrito’larını lezzetli bulduk. İlk tercihimiz olmaz ama kaldığınız yere yakınsa değerlendirebilirsiniz. Bu 5 mekan dışında, Omelegg ve Benji’s gibi popüler başka mekanlar da var. Biz tavsiye etmesek de özellikle Türk turistler tarafından çok tercih ediliyorlar.
Kafeler:
İyi kahve ve keyifli vakit geçirmek için Amsterdam’da tercih edebileceğiniz pek çok kahve dükkanı bulunuyor. Bizim favorilerimiz: Toki, Scandinavian Embassy, Uncommon Amsterdam, LOT61, Rum Baba ve yukarıda da bahsettiğimiz 4850 ve Salvo. Eğer şehrin kuzeyinde bulunan NDSM veya NXT Museum yakınlarına yolunuz düşerse burada bulunan Pllek ve Cafe Restaurant Metro da sevdiğimiz iki mekan.
Zaanse Schans, Amsterdam’a yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunan bir açık hava müzesi aslında, Zaandam’a daha da yakın. Geleneksel Hollanda kırsal yaşamının ve tarihinin korunduğu bir bölge olarak düşünebilirsiniz. Rüzgar değirmenleri, ahşap evler ve eski atölyeler bulunuyor. Ahşap işçiliği, Hollanda kırsalında peynir üretimi üzerine bilgi edinebileceğiniz yerler mevcut.
18. ve 19. yüzyıllarda sanayileşme döneminde önemli bir endüstri bölgesi. Değirmenler, odun işleme atölyeleri ve pek çok zanaatkarın faaliyet gösterdiği bir yerdi. Günümüzde, bu bölge ziyaretçilere ücretsiz, tarihi hakkında detaylı bilgilerin bulunduğu Zaans Museum ise girişi 14,5€
Eğer geleneksel Hollanda kültürü, tarihi mimari ve doğal güzellikleri keşfetmek ilginizi çekiyorsa, Zaanse Schans ziyaret edilebilir ama kesinlikle şart değil. Tüm köy çikolata koktuğu için istemsizce sıcak çikolata alıyorsunuz, lezzetsiz ama yine de mecburuz – karşı konulmaz bir koku çünkü. Üstelik sıcak çikolatanızı da size yaptırıyorlar, öyle bir konsept.
Zaandam ise yaşayan bir bölge Amsterdam’a tren ile yaklaşık 15 dakika küçük bir yerleşim. Yakın olması ve turistik olmaması nedeniyle ben konaklama için de tercih ettim. Eğer araç kiralayıp Amsterdam merkezi dışındaki yerleri de keşfetmek isterseniz yine mantıklı bir lokasyon olur konaklama anlamında.
Zaandam’da bence yapabileceğiniz en güzel şey 1871 yılında burada bir dizi resim yapan ressam Claude Monet’nin izini sürmek olur. Bölgenin o zamanki güzelliklerini ve dokusunu gösteren resimlerinin önemli bir kısmını manzaraya karşı çalışmış. O dönem pek de ünlü sayılmayan bir Fransızın gelip doğada keşifler yapması, saatlerce tarlalara ve değirmenlere bakıp resim yapması yerel polis raporlarına konu olmuş ve şüpheli bile bulunmuş.
O dönem atölye olarak kullandığı yapı ufak bir galeri olarak hizmet veriyor, Monet Atelier in Zaandam’a girişler ücretsiz. İçeride kısa bir belgesel ve resimlerinin reprodüksiyonları bulunmakta.
Zaandam ile özdeşleşen Inntel Hotel binasının en üstündeki mavi köşe de yine Monet’nin tablolarından esinlenilmiş.