Gün doğumunun ayrı gün batımının ayrı güzel olduğu Kapadokya’dan notlarımız hazır.
Peri bacaları ile ünlü bölgede yeme-içme anlamında seçenekler doğal güzelliklerinin biraz gölgesinde kalsa da bolca ev yemeği, testi kebabı ve tandırda pişen yemeklerinden tattık.
Kapadokya, bizce dolu dolu bir sonbahar-kış destinasyonu. Bu coğrafyanın güzelliklerini deneyimlemek uzun vadi yürüyüşleri gerektiriyor. Sizin bu yürüyüşleri gerçekleştirmek için en uygun mevsim hangisiyse o zaman gelmek en doğrusu. Yaz ayları bizce en az tercih edilesi olan dönem.
Konaklama için biz Güzelyurt, Göreme ve Ürgüp’te kaldık. Ancak en çok vakit geçirdiğimiz yer Uçhisar olduğu için burayı tercih etsek daha doğru olurdu. Uçhisar’daki otellere göz atabilirsiniz. Kapadokya’ya bir daha gelsek kesinlikle daha önce gezmediğimiz Niğde tarafını keşfetmeyi düşünürüz. Eğer daha çok Aksaray ve Ihlara Vadisi tarafını gezmek isterseniz Güzelyurt köyü güzel bir tercih olur.
Bölgedeki en etkileyici vadiler: Güvercinlik, Beyaz Vadi, Kızıl Vadi & Zelve
Vadilerin hepsi farklı kaya oluşumlarına sahip, hepsinin yürüyüş deneyimi ayrı. Ancak bölgede favorimiz Ihlara Vadisi. Ürgüp’e yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki bu vadi yemyeşil dokusuyla, Melendiz Çayı ile en güzel yürüyüş rotasına sahip. Tamamı 14km olan vadide mağara kiliselerini görebilir, nehrin kenarında çay/kahve molası verebilirsiniz.
Ihlara Vadisi rotanızda Güzelyurt köyüne de uğramanızı öneririz. Manastır Vadisi, Yeraltı Şehri ve kiliseleri görülmeye değer. Burada yemek molası vermek isterseniz önerimiz belediyenin yanından çıkan sokakta bulunan Güzelyurt Pide Salonu. Seyahatimizin en lezzetli durağı oldu.
UNESCO Dünya Mirası kapsamına alınan, 30’dan fazla kiliseye ev sahipliği yapan Göreme Açık Hava Müzesi ise bölgede kesinlikle görülmesi gerekenlerden. Kiliselerden bazıları iyi korunmuş fresklere sahip. Elmalı, Karanlık ve Tokalı kiliseleri kesinlikle görülmeli.
Ürgüp’te ise şarap tadımı için Turasan’ı ziyaret edebilir, Asmalı Konağı gezebilir, antikacılarını gezebilirsiniz. Şarap için Uçhisar’da ise Kocabağ tercih edilebilir.
Bölgedeki popüler destinasyonlardan bir diğeri ise Kızılırmak kıyısında, çömlekleriyle ünlü Avanos. Buradaki atölyelerde kendi çömleklerinizi de yapabilirsiniz. Avanos’un en çok tercih edilen restoranı ise Bizim Ev. Atmosferi ve bölgedeki rehberlerin önerileriyle bolca turist çeken bir mekan. Buradaki deneyimimiz çok etkileyici olmamıştı o nedenle ikinci ziyaretimizde tekrar uğramadık.
Balonlar olmadan bir Kapadokya ise düşünülemez. Kendinizi hiç uyanmadığınız kadar erken saatlerde yataktan kalkıp balon yolculuğuna giderken bulabilirsiniz, ya da en azından bizim gibi izlerken. Biz kaldığımız süre boyunca Aşıklar Tepesinden balonların gün doğumunda yükselişini seyrettik. Oldukça büyüleyici bir deneyim.
Diğer rehberlerimizi buradan kontrol edebilirsiniz.
Bu listede öne çıkan lezzet duraklarını, Kapadokya ile özdeşleşmiş mekanları bulabilirsiniz:
Denediğimiz Restoranlar:
Bölgedeki en etkileyici vadiler: Güvercinlik, Beyaz Vadi, Kızıl Vadi & Zelve
Kapadokya benzersiz doğal ve tarihi zenginlikler keşif listesi:
Rotamızın ilk lezzet durağı ise bölgede en sevdiğimiz restoranlardan biri: Millocal Restaurant.
🥣Millocal iç tasarımı, büyüleyici Kızılvadi manzarası ve en önemlisi müşterilerine tecrübe yaratan menüsüyle, tartışmasız bir şekilde bölgede ön plana çıkıyor.
🌽🥕🥬Bu durumun arkasında Şef Çiğdem Seferoğlu ile birkaç yıl önce yaptıkları işbirliği ve yeni bir menü oluşturmak için yaptıkları çalışmalar yatıyor. Seferoğlu’nun öncülüğünde çevrede ekilen toprakları, üreticileri ve yerel gelenekleri inceleyerek her geleni mutlu eden yeni reçeteler oluşturuyorlar. Seferoğlu’nun İstanbul’da bulunan kendi restoranı Hodan’a da hayranız.
🍽️ Anadolu mirasına sahip çıkarak Türk mutfak kültürüne uygun bir seçenek listesi oluşturmayı amaçlayan bu restoran, mutfaktaki her malzemeyi ait olduğu yöreden ve kendi yerli üreticisinden temin etmeye özen gösteriyor.
🫒Yemeklerden önce masaya gelen zeytinyağı ve zahteri oldukça lezzetli bulduk. Başlangıçlardan denediğimiz Fellah Köfte ve Girit Ezmesi lezzetli tabaklardı. Ana yemeklerden Pöç ve Ev Yapımı Kuskus favorimiz oldu, özellikle kuskusu çok başarılı bulduk. Diğer denediğimiz lezzetler ara sıcak olarak Yaprak Kuzu Ciğer ve yörenin meşhur lezzetlerinden Testi Kebabı oldu.
🍭Uçhisar’da önemli bir lezzet durağı haline gelen Millocal, kesinlikle bölgedeki diğer dünya mutfağı servis eden sıkıcı restoranlardan ayrışıyor. Bölgede kesinlikle demenmesi gereken duraklardan biri. Uçhisar bölgenin en yüksek köylerinden biri. Burada kaleye tırmanıp manzaranın keyfini çıkarabilir, Güvercinlik ve Beyaz Vadide yürüyüşler yapabilir, yerel üretici dükkanlarını ziyaret edebilirsiniz.
Bu coğrafyada köy evlerine konuk olup otantik bir yemek tecrübesi edinmek istiyorsanız bu seçeneklerin en başında bizce Babayan Evi Restaurant geliyor.
🌳 Nevşehir’in İbrahim Paşa Köyü’ndeki bu restoran, çevresiyle uyumlu bir taş eve kurulmuş. Önündeki bahçesiyle muhteşem bir vadi manzarası var. Rezervasyonsuz müşteri kabul etmiyor. Tüm yemekler talebe göre tandırda uzun uzun pişiriliyor.
🥕 Kendi tarlalarından elde ettikleri ürünleri kullanan restoran tam anlamıyla o köyün sakinleri tarafından işletiliyor. Sundukları lezzetler de tamamen bölgenin özel yemeklerinden.
🍳 Burada sabah kahvaltıları da oldukça keyifli. Özellikle manzara ile daha etkileyici bir hal alıyor. Kahvaltıda sundukları ürünlerin çoğunluğunu kendileri üretiyorlar.
🐑 Akşam yemeğinde ise 7 çeşit menü sunuluyor. Rezervasyonunuzu yaparken bu menülerden birini seçiyorsunuz ve başlangıçtan tatlıya kadar her şey geliyor. Biz tandırda et yemekleri menüsünden Kuzu Kaburga’yı ve normal menülerden Karnıyarık’ı seçtik.
🍜 Üç çorba seçeneğiniz bulunuyor. Bizim tercihimiz Ezogelin oldu.
🥣Yediğimiz tüm yemekleri oldukça beğendik. Her şey tandırda piştiği için gerçekten lezzetli. Fakat bu yüzden de en az bir gün önce sipariş verilmesi gerekiyor çünkü ana yemekler 3-4 saatte ancak pişiyor.
🍷Restoranda içki servisi de mevcut. Bölge şaraplarını deneyebilirsiniz.
Sıcak ve samimi ortamıyla Kapadokya’da keyifli bir yemek deneyimi sundu bize Babayan Evi.
1. Gün: Göreme ve Çevresi
– Sabah: Erken saatte Göreme’de balon turu yapmak ya da en azından Aşıklar Tepesinden bu eşsiz görüntüyü yakalamak için hazır olun. Gökyüzünde balonların muazzam manzarasını izleyerek gününüze unutulmaz bir başlangıç yapabilirsiniz. Devamında (tercihen otelinizde) hafif bir kahvaltının ardından Göreme Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edin (Müzekart geçerli).
– Öğle: Göreme köyünde yerel bir mutfağa denk gelmek zor ama bir burada bir şeyler atıştırabilirsiniz ya da bizim gibi Uçhisar’daki restoranlardan birini deneyebilirsiniz.
– Öğleden Sonra: Uçhisar Kalesi’ni ziyaret edin ve peri bacalarını görmek için Aşıklar Vadisi’ni ya da Güvercinlik Vadisi’ni gezin.
– Akşam: Güneşin batışını Uçhisar Kalesi’nden izleyin ve daha sonra Moniq’te akşam yemeği yiyin.
2. Gün: Derinkuyu ve Avanos
– Sabah: Derinkuyu Yeraltı Şehri’ni keşfedin (Müzekart geçerli).
– Öğle: Avanos’a gidin ve Kızılırmak Nehri kıyısında bir yürüyüş yapabilirsiniz.
– Öğleden Sonra: Avanos’taki çömlek atölyelerini ziyaret edin ve çömlek yapımını izleyin.
– Akşam: Akşam yemeği için Uçhisar’daki Millocal’i tercih edebilirsiniz.
3. Gün: Ürgüp ve Peri Bacaları
– Sabah: Ürgüp’ü ziyaret edin, gün boyunca merkezini, köylerini ve Şarap Mahzenleri’ni keşfedin.
– Öğle: Paşabağ Vadisi’ni gezin ve Peri Bacaları’nın eşsiz manzarasının keyfini çıkarın. – Öğleden sonra: Mustafapaşa köyünü ve tarihini keşfedin. Sobesos Antik Kenti’ni ve Keşlik Manastırı’nı görün. Eğer şarap tadımı yapmak isterseniz bu mekanlar genelde 18.00’dan sonra kapalı oluyor bunu göz önünde bulundurarak merkeze dönebilirsiniz.
– Akşam: Sonra Uçhisar’daki restoranlardan birini deneyebilirsiniz. Nahita pişman etmeyebilir.
Bu seyahatte yemek deneyimi olarak en memnun kaldığımız mekan ile başlayalım. Burası Argos in Cappadocia’nın içerisinde bulunan iki restorandan biri.
Nahita’da sadece akşam servisi var, 18.00’dan itibaren.
Kış aylarında hava bu saatte kararmış olduğu için atmosfer olarak çok etkileyici bulmadık.
İsim olarak Niğde’nin Hititçede eski adını tercih eden bu restoran, bölgenin sunduklarından ilhamla iyi bir Anadolu mutfağı sunuyor.
Menüde Niğde’nin peynirleri, söğürme, kara buğdaylı ferfene, Kayseri’nin yağlaması gibi lezzetler var. Burada firik cacığı, vişneli yaprak sarma, ızgara marul salatası, Nevşehir patates, yağlama, küşleme, balkabağı tatlısı denedik. Balkabağı tatlısı, patates ve yağlama favori tabaklarımız oldu.
Yemekle beraber servis edilen Nahita çöreği de çok lezzetli. Bu tabaklar için tekrar gidilir.
Sarma dışında yediklerimizin tamamı lezzetliydi, vişneli sarma tabağında tarçın dışında bir tat almak neredeyse mümkün değil. 4 adet sarmadan oluşan tabağın da 550₺ olması bir diğer soru işareti.
Uygun fiyatlı bir restoran diyemeyiz ama diğer tabaklara kıyaslayınca burada bir dengesizlik mevcut.
Yine aynı otelin içerisinde bulunan bu restorana ise başka bir gün öğle yemeği için geldik. Burası gündüz saatlerinde etkileyici bir vadi manzarasına sahip. Servis burada da ilgili. Öğlen ve akşam farklı menüler servis ediliyor.
Buradaki menü bölgesel tabaklardan ibaret değil, makarnalar salatalar pek çok seçenek var.
Fiyatlar Nahita ile benzer, ancak lezzetler için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Başlangıç olarak Enginar Fondü ve Rafık söyledik. Rafık, Girit ezmesini andıran bir tür meze. Fondü ise pek de lezzetledirilememiş bir bezelye sosu ile servis edilen çanak enginarlardan oluşuyor, neden fondü olarak isimlendirildiğini anlayamadık.
Ana yemek olarak kuzu pirzola ve vegan testi kebabı denedik. Kuzu pirzola fena olmamakla beraber fazla sertti ve talep ettiğimiz gibi orta pişmiş servis edilmedi.
İstiridye mantarı ile hazırlanan testi kebabı ise içerisindeki biberden mantarın lezzetini alamadığınız zayıf bir ana yemekti. Yemek deneyimimize dair en lezzetli şey yemekten önce servis edilen soğanlı-otlu ekmek.
Bir başka akşam yemeğimizde ise yine Uçhisar’daki Museum Hotel içerisinde bulunan Lil’a Restaurant’ı tercih ettik.
Çalışanların kıyafetlerinden dekorasyondaki detaylara kadar her yerde dikkat çekici tercihler yapılmış, bu tasarım turistler için ilgi çekici olabilir ancak bizim biraz kitsch bulduğumuzu söylememiz gerek. Serviste genel anlamda bir sıkıntı yaşamadık ancak özellikle kokteyl tercihlerimizde basit taleplere karşılık yardımcı olamadılar.
Başlangıçlardan kabak rulo, külde sebze tercih ettik. Ana yemek olarak kuzu kafes, tandır kaburga ve perevü sipariş ettik. Pastırma ve peynir ile hazırlanan kabak rulo soğumuş bir şekilde geldi, o nedenle keyifsizdi.
Külde sebze ise sebzelerin tam kararında pişirildiği lezzetli bir tabaktı. Ana yemeklerden ise kuzu kafes çok iyi pişirilmişti. Perevü, Kapadokya’ya has çömlek peynir dolgulu domates soslu bir mantı ama sıradan bir lezzet ne yazık ki.
Tandır kaburga tabağındaki en önemli sıkıntı ise beraberinde servis edilen keşkekin aşırı lezzetsiz olması.
Uçhisar’daki Taşkonaklar Oteli içerisinde bulunan bu restoran ise bu seyahatte ilk defa denediğimiz mekanlardan. Atmosferi oldukça keyifli, özellikle iç mekanda masaların dip dibe olmaması ve genel olarak ambiyansı bizi mutlu etti.
Servis oldukça ilgili.
Masaya oturur oturmaz ufak bir sıcak şarap ikramı sizi karşılıyor. Burada fesleğenli Çerkez tavuğu, kaburgalı içli köfte, sucuk içli çıtır patates, Uçhisar mantısı ve Nevşehir tava denedik.
Ana yemeklerden memnun kaldık.
Kaburgalı içli köfte alıştıklarımızdan farklı, o nedenle içli köfte hayali kurmadan denemek daha doğru olur. Patates lezzetli ancak sucuk içli yoğurt sosu o patates porsiyonu için yetersiz.
Tekrar gelmek isteyeceğimiz ve genel olarak memnun kaldığımız bir restoran deneyimi oldu.
Başlangıç olarak çıtır kara kabak, Balıkesir Göbel kuzu kokoreç, kuzukulağı salatası ve çıtır baklava yufkasına ördekli börek tercih ettik.
Ana yemek olarak ise bonfile şaşlık ve testi kebabı denedik. Yemekleri lezzetli bulduk, ancak kullanılan ekmeklerin hazır olması restoranın zayıf bulduğumuz özelliklerinden biri oldu.
Böreklerin ise ördekli dolgusunu biraz ağır bulduğumu söyleyebilirim.
Öğlen servisinin erken saatlerde ziyaret ettiğimiz için olabilir kokteyl siparişlerimizde bazı aksilikler yaşadık.