İstanbul’un tarihi mahallelerinden biri olan Yeldeğirmeni, belki de en şehirde en keyif aldığımız yerlerden biri.
İsmi yaklaşık yüz yıl önce birkaç rüzgar değirmeni bulunan çimenli bir tepeden gelen bu mahallede, çobanların sürülerini otlattığı rivayet edilir.
Bu geleneksel mahalle, 15. yüzyıldan beri Ermeniler, Yahudiler ve Rumlar gibi farklı etnik gruplara ev sahipliği yaptı. Bugünlerde de çok sayıda Rus ve Ukraynalının yaşadığı Yeldeğirmeni’nde farklı kültürlerin izlerini görmek mümkün.
Yeldeğirmeni, aynı zamanda Kadıköy’de apartman bloklarının ilk bulunduğu mahalle olarak bilinir.
2015’ten sonra Kadıköy Belediyesi’nin de girişimleriyle de pek çok binanın restore edildiği mahallede bugünlerde oldukça canlı bir hayat var.
Yeldeğirmeni rehberini keyifle hazırladık, çünkü sahile inen cumbalı evlerin çerçevelediği dar sokaklarında dolaşmayı çok seviyoruz. Mahallenin kendine özgün karakterini dev murallarında, sanat mekanlarında, atölyelerinde, tarihi yapılarında ve iyi lezzet duraklarında rahatlıkla keşfedebilirsiniz.
Bu rehberde ziyaret etmeyi çok sevdiğimiz bu durakları ve yeni keşiflerimizi listeledik.
Lokantalar
En sevdiğimiz Kahvaltı, Fırın ve Kahveciler:
Yeldeğirmeni’nde en sevdiğimiz yerlerin başında aslında mahallenin en yenilerinden biri olan pizza barı Salepepe geliyor. Açıldığı günlerden beri sıklıkla ziyaret ediyoruz.
Salepepe ilk olarak logosunda ve tabelasında kullanılan hamur yoğuran kedi ikonlarıyla dikkatinizi çekiyor. Karakolhane Caddesi’nin Ayrılık Çeşme tarafına yakın olan ucunda bulunan bu küçük dükkanın sadece 4 taburesi var.
9-10 çeşit pizzadan oluşan menüsünden seçiminizi yaptıktan sonra gözlerinizin önünde hızlıca hazırlanıp, bu tip pizza için özel olarak tasarlanmış Gozney Roccbox fırında saniyeler içerisinde pişiyor.
Pizzalardan Margherita, Butcher Pepe, Mushroom Bianca, Patato ve Jam Session’ı denedik. Klasikçiler için Margherita, etli tercih edenler için dana bacon sucuk ile hazırladıkları Butcher Pepe önerilir. Patato pizzalar arasında en sevdiğimiz diyebiliriz.
Jam Session ise bambaşka bir pizza deneyimi. Boş olarak pişirilen hamurun üzerine İtalyan lezzeti Stracciatella peyniri, ev yapımı vişne reçeli ve taze fesleğen ekleniyor. Tercihimiz genelde tuzlulardan yana olsa da çok keyifli bir tatlı seçeneği sunduklarını da ekleyelim.
24 saat fermente edilen pizza hamurları bir gün önceden hazırlanıp dinlendiriliyor. O nedenle sınırlı sayıda üretilen hamur hızlıca tükenebildiği için buranın sabit bir kapanış saati yok, Instagram sayfaları üzerinden tükendiğinde duyuruluyor. Kaçırmamak için geç kalmamaya dikkat edin. Gitmeden önce de kontrol edin.
Sevdiklerinizle paylaşmayı ve daha sonrası için kaydetmeyi unutmayın.
🍽️ Sonne Cafe, Kars’tan (kurucusu Esra Hanımın da memleketinden) gelen lezzetli peynirleri, ev yapımı ve doğal ürünlerle buluşturan tatlı ufak bir mekan. Mahallenin arka sokaklarında bir köşede gizlenmiş, açılalı henüz 5 ay olmuş.
🍳 Kahvaltı menüsünde kuru kayısı veya pestil ile hazırladıkları omletler dikkatimizi çekti. Kayısılı omlet denendi, sevildi. Kendine özgü ürünler üreten, her yerde bulabileceğiniz standartta tabaklar çıkarmakla yetinmeyen mekanları ayrıca seviyoruz. Kavurmalı sandviç de çok lezzetliydi, ürünlerin yanında fazlasıyla doyurucu olan, tazecik bir salata da geliyor.
🌱 Menüde vegan seçenekler de bulunuyor. Ayrıca evcil hayvan dostu bir mekan. Kadıköy’deki ve özellikle Yeldeğirmeni’nde bulunan mekanlar herkese karşı misafirperverler. Sanırım İstanbul’a göçenler tarafından da çok sevilmesinin ve yaşamak için tercih edilmesinin ana sebeplerinden biri bu.
🌞 Sonne Cafe tekrar tekrar uğramak isteyeceğimiz keyifli bir keşif oldu. Sevdiklerinizle paylaşmayı ve kaydetmeyi unutmayın.
