Selanik ve Halkidiki

Selanik Yunanistan‘ın yüzyıllarca kesintisiz şehir yaşamı olan en büyük ikinci kenti.

Şehirde yok yok.  Bizans kiliseleri, Roma kalıntıları, Osmanlı döneminden kalan mimari eserler, farklı kültürlerin etkisinde şekillenen pastanelere ve otantik tavernalar… Böyle capcanlı bir yere  2021 yılında UNESCO tarafından “Gastronomi Şehri” ünvanı verilmesi hiç şaşırtıcı değil. Bu ünvan sadece geleneksel mutfağının zenginliğini değil aynı zamanda şehrin gastronomide yenilik ve gelişime açık olduğunu gösteriyor. Atina gibi Yunanistan bağımsızlığını kazandıktan sonra kurulmuş bir şehir değil. Bizans tarihinde de  İstanbul’dan sonra en önemli ikinci yerleşim yeri olarak gösteriliyor.

Selanik ile bağ kurmamız ve sevmemiz için zaten çok fazla sebep var ama bu şehrin sunduğu lezzetler de tek başına bir yolculuk sebebi.

 

İçindekiler

İyi Lezzet Durakları

Restoranlar:
Mourga
Charoupi
Deka Trapezia
Sintrofi

Et yemekleri & sokak lezzetleri:
Diavasi
Diagonios
Bombidia
•Feyrouz

Tatlı / dondurma:
Armenonville
Trigona Elenidi
•Αγαπάμε το κατσικίσιο γάλα 🍦

Bougatsa:
Bougatsa Bantis
•Bougatsa Vasilis

Kahve:
Naked🍳☕️
The Seed☕️
Dekaepta
Father Coffee & Vinyl
Shed

Artizan Fırın:
ΘΕΓΙΑ more than a bakery
MLRT Sourdough microbakery
Overoll
Senol
72H Ergon

Dükkan:
Olicatessen
Ergon Agora
Dacristo SKG
Agora Modiano

Kafe/bar:
Vogatsikou 3🍸
Dos Margaritas 🍕🍸
Ypsilon🍸
•Beetroot☕️

Sık önerilen Tsinari ve Loupino ne yazık ki bizim için hayal kırıklığıydı.

Listemizde olan ancak deneyemediklerimiz:

•Rosticceria Di Salonicco
•Pantermos
•T’Astra
•Poster
•Moldee Bar
•MAREA sea spirit
•Glykanisos
•Gialos Fish Tavern
•Pizza Poselli

Görülmeye Değer Yapılar & Müzeler:

•Atatürk’ün Evi
•Rotunda
•Aya Dimitri Kilisesi
•Hagia Sophia Kilisesi
•Vlatadon Manastırı
•Latomos Manastırı
•Galerius Kemeri
•Arkeoloji Müzesi
•Museum of Byzantine Culture
•Teloglion Fine Arts
•MOMus
•White Tower
•Heptapyrgion
•Yeni Camii
•Alaca İmaret Camii

Selanik'ten 8 Mekan Önerisi

1 – Mourga
Sık sık değişen menüsü, kaliteli malzemeler, yaratıcı tabaklar ve oldukça erişilebilir fiyatlar.

2 – Charoupi
Giritli bir şefin geleneksel Girit mutfağına dair ustaca lezzetleri. Galaktoboureko 👌🏻

3 – Deka Trapezia
Yine Manolis Papoutsakis’in bu sefer daha özgür ve yaratıcı tabaklar çıkardığı mütevazı restoranı. Bottargalı patates🫶🏻

4 – Sintrofi
Mourga’nın birkaç sene önce açılan kardeş restoranı, şehrin hip bölgesinde keyifli bir köşe. Tartar, cappelletti ve gyoza 👌🏻

5 – Bombidia
Şehrin kalbi diyebileceğimiz yemek pazarları Kapani Market ve Agora Modiano’nun yanında bir pasajda ızgara köfte, pancetta ve kızarmış patates denedik. Her zaman aynı standartta değil ama genel olarak lezzetli.

6 – Diavasi
1977’den beri hizmet veren geleneksel bir et restoranı. Soutzoukakia & baby veal steak favorilerimiz.

7 – Diagonios
Yine Fanarioton meydanında 1977’den beri hizmet veren diğer et restoranı. Pork gyros ve dana köfte çok lezzetli.

8 – Feyrouz
Antakyalı bir ailenin Atina’da açtığı mekanın Selanik şubesi. Levanten sokak lezzetleri sunuyorlar. Lahmacunları bizdekinden oldukça farklı ama zahterli olan hızlı bir yemek için ideal.

Favori Restoranlarımızdan Biri: Mourga

Bu restoran Selanik tatilimizde ilk uğradığımız duraklardan biri. Menüyü görüp yemeklerin tadına bakmaya başlayınca bu seyahatte denediğimiz en iyi restoranlardan birinde olduğumuzu düşünmeye başladık. Sonunda da yanılmadık.Yunanistan’a ve Yunan mutfağına dair sevdiğimiz her şey bir arada, özgün, yaratıcı, özüne ve malzemeye saygılı klasik bir taverna burası: Mourga

Dışarıda da oturma alanı var ancak biz biraz erken geldiğimiz için açık mutfağı da seyredebilecek şekilde içeride oturuyoruz. Menüleri günlük olarak değişiyor, el yazısıyla hazırlanmış menüde o gün tedarikçilerden ne taze geldiyse deniz bize neler sunduysa onlar yerini alıyor. Deniz ürünü dışında da seçenekler var ancak biz onların tadına bakamadık.

Yemek öncesinde atıştırmak için ekmeklerinden istedik. Her mekanda olan klasik ekmekler yerine çekirdekli bir ekmek (zea) ve naan seçenekleri var. Zahter ve exme ile servis ediliyor.

Başlangıç olarak isli midye ile sundukları taramayı denedik. Çok başarılı. Malzemelerin baş rolü oynadığı bir tabak.

Salata olarak domates, karpuz ve Naxos adasına özgü sert bir peynir olan arseniko ile hazırladıkları tabağı denedik. Beklediğimizden oldukça farklı karpuzun tüm tatları birleştiren bir sos görevi gördüğü keyifli bir tabaktı.

Limonlu yumurtalı köpüğümsü bir sos ile servis edilen taze karidesler, Mussels with frumenty (midyeli bulgur) ve servis personelinin tavsiyesiyle “Tuna on the grill” denediğimiz diğer tabaklar. Tuna tabağını özellikle Yunanlıların çok sık kullandığı yabani bir ot olan amaranthı (vlita greens) denememizi istediği için önerdi.

Yemeklerle beraber Chardonnay 2023, Domaine Mikrobios Gastouni tercih ettik. Şarap 28€ ve yemeklere toplam ödediğimiz hesap ise 114€ idi. Üç kişi bitirmekte zorlandığımız kadar büyüktü porsiyonlar.

Bu restoranın sahile daha yakın bir noktada Sin Trofi adında bir işletmesi daha bulunuyor. Orası daha küçük ama yine çok keyifli. Rezervasyon kesinlikle şart. Yaz aylarında tatil sezonu olduğu için bazı restoranlar kısa süreli kapatabiliyor gitmeden bir iki yerden kontrol etmeyi de unutmayın.

Bir Mahalle: Hamidiye

Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan sonraki en kozmopolit şehirlerinden biri hiç şüphesiz Selanik’ti. Rumlar, Yahudiler, Türkler ve diğer etnik gruplara ev sahipliği yapan bu şehrin bizce en ilginç bölgelerinden biri 1890’ların sonunda inşa edilen Hamidiye Mahallesi. Yunanca’da Exoches (sur dışı) olarak anılan bu bölge, dönemin ticaret ve siyaset erbablarının inşa ettirdiği 100’den fazla yalı ve köşkle doluymuş. İyi eğitimli ve dönemin elit ailelerinin yaşadığı bu mahalleye kuleli evleri nedeniyle Pirghi (kuleler) de deniyor. Şehirde yüzyıllardır ilk kez bu bölgede tüm dine mensup insanlar mahallelere bölünmeden birlikte yaşamışlar. 1912’ye dek Osmanlı idaresinde kaldığı için şehirdeki izleri hala çok taze.

İkinci Abdülhamit, 1909’da tahttan indirilerek Selanik’te bu bölgedeki en büyük köşk olan Villa Allatini’ye yerleştirilmişti. Bugün Selanik yerel kurumlarının yer aldığı bu köşkün 700 kişiyi aynı anda ağırlayacak bir balo salonu da bulunuyordu. Bahçesini ve binayı güvenliğe rica ederek görebilirsiniz.

Dönemin fabrikatörü Mehmet Kapancı (Kapandji)’ye ait köşk, bir aşk hikayesiyle anılan Casa Bianca, Villa Modiano, Osman Ali Bey Villası, Seyfullah Paşa Villası (Villa Mordach) hala ayaktalar ve görülebiliyorlar. Casa Bianca aynı zamanda Belediye Sanat Galerisi olarak hizmet veriyor.

Yunanistan Kralı 1. George’un da bu mahallede şu an yıkılmış Villa Kleon Chatzilazarou’da konaklarken, caddede 1913’te vurularak öldürüldüğünü not edelim.

Kendini 1660’larda Yahudi Mesîh’i ilan eden Sebatay Sevi’nin Selanik’te Müslüman olan takipçilerine Mamin deniyor. Bu mahallede de onların yoğunlukla yaşadıklarını söylemek yanlış olmaz.

Bu açıdan halk arasında Dönme Camiisi olarak adlandırılan ve ilk Sebatayist camii olarak görülen Yeni Camii (Geni Tzami) de 1902’de burada inşa ediliyor. İtalyan mimar Vitaliano Poselli’nin tasarladığı bu camide pek çok davut yıldızı ve Endülüs esintileri taşıyan detaylar bulunuyor.

Bu yapıların çoğu Selanik’te Leof. Vasilissis Olgas Caddesi üzerinde görülebilir.

Halkidiki'nin Muazzam Koyları

Muazzam koylarıyla bizi büyüleyen, Selanik’ten 1 saat uzaklıktaki Halkidiki! Bu seyahat kuşkusuz bu seneni en güzel deniz tatili oldu bizim için. Suyun berrak rengi, sahillerin temizliği, seyahat kolaylığı, uygun fiyatlı işletmeleriyle artık her sene bir kere geliriz gibi duruyor.

Halkidiki, Selanik’in güneyinde üç yarımadadan oluşan bir bölge.
En doğusunda bulunan Athos Dağı manastırlarla dolu ve dışarıdan ziyarete kapalı. Athos Yarımadasının büyük bir kısmına sadece erkekler girebiliyor, o da özel izinle yani özetle turizme kapalı bir bölge.

Ortadaki yarımada ise Sithonia. Çoğumuzun favorisi olan Sithonia, bakir koyları ve doğasıyla meşhur.

En batıda ise Kassandra bulunuyor. Bu yarımada ise çoğunlukla otel ve resortlarla dolu. Deniz yine muhteşem ama oldukça kalabalık.

Biz hem Kassandra hem de Sithonia’da konakladık. Nasıl bir tatil aradığınıza göre birini seçebilir ya da bizim gibi ikisinde de ayrı ayrı konaklayabilirsiniz.

İki yarımadanın da denizleri çok güzel ama bizce Sithonia biraz daha güzeldi. Her birinde koylar o kadar güzel ki seçmek oldukça zor. Biz arabamızla gezdiğimiz için genelde sandalye, havlu atarak yerleştik ya da sahildeki restoranları kullandık. Şezlong ücreti olan işletmeleri pek tercih etmedik. Denk geldiklerimiz de oldukça makul harcama limitleri şeklindeydi.

Sithonia’da favori plaj ve koylar:

– Portokali Beach
– Vourvourou (özellikle tekne ile Blue Lagoon ve çevresindeki adalar)
– Spathies Beach (small)
– Platanitsi Wild Beach
– Pigadakia Beach
– Porto Koufo Beach

Kassandra’da favori plaj ve koylar:

– Kryopigi Beach
– Pefkochori Beach
– Porto Beach
– Siviri Beach
– Possidi Beach

Tekne seyahati yapmayı unutmayın!


Vourvourou’nun karşısındaki küçük ada grubu arasında kalan ve turkuaz rengi sularıyla herkesi büyüleyen ‘Blue Lagoon’u bizce görmelisiniz.

Diaporos ile çevresindeki küçük adalara ve koylara gidebilmek için tekne kiralamanız gerekiyor. Bu küçük tekneler herhangi bir ehliyet gerektirmediği için herkes kaptanlık yapabiliyor.

Vourvourou’dan ve Ormos Panagias’tan kalkan pek çok tekne kiralama şirketinde fiyatlar benzer. Günlük 100-120€ ve harcadığınız kadar yakıt ödüyorsunuz.

Biz ‘Rent A Boat Anna’ ile kiraladık. Saat 10.00’da iskelede buluştuktan sonra (ilk defa böyle bir bot/tekne kullanacağımız için) bize kısa bir eğitim verdiler. İngilizceleri neredeyse hiç yok ama sürmek çok kolay olduğu için yönergeleri anlamanız çok sürmüyor. Bu tekneleri rahatlıkla her yetişkin kullanabilir. Tekne dediğimize bakmayın küçük bir araç. Biz üç arkadaş kiraladık ama beş kişi bile olunabilirdi. Bizim kiraladığımız model “Blu Water 480”

Akşam 18.00’a kadar tekneyle dolaşabiliyorsunuz. İçerisindeki yakıt adanın etrafında neredeyse iki tur atmaya yeterli. Blue Lagoon durabileceğiniz en güzel yerlerden ama diğer sakin koylar da hiç fena değil ve su muhteşem. En beğendiklerimiz Blue Lagoon, Kryfto Bay ve Faros oldu. Bu adaların bazılarında yazlık evler, küçük oteller vardı. Bir delilik yapıp küçücük bir adada kalmak isterseniz aklınızda olsun.

Biz bu programı çok spontane yaptığımız için yanımızda hiçbir şey yoktu. Yanınızda atıştırmalık bir şeyler, içeceklerinizin soğuk kalması için belki ufak bir soğutucu, müzik çalar, bol bol güneş kremi alınmalı.

Eğer yanınıza atıştırmalık bir şeyler ayarlamadıysanız içki ve kokteyl satışı yapan küçük bir tekne aralarda dolaşıyor. Biz denk gelmedik ama gyros satışı yapanı da varmış.

Bu seyahatin en güzel deneyimiydi. Kesinlikle tekrar gideriz.

 

Halkidiki'de 9 Mekan Önerisi

Öncelikle itiraf etmek gerek denediğimiz hiç bir mekan unutulmaz bir deneyim yaşatmadı. Belki de bu seyahat öncesinde Selanik’te çok iyi yemekler tatmış olmamızın da etkisi yüksektir. Halkidiki’de her şeye rağmen memnun kaldığımız, tavsiye edebileceğimiz 9 mekan:

Fayaz – Nikiti’de bulunan bu mekan yol üstü uğramalık hızlı bir kahvaltı için ideal. Kremalı, peynirli ve ıspanaklı böreklerini sevdik.

Anchor Foodbar – Vourvourou’da sahile yakın bir diğer kahvaltı durağı. Omlet gibi yumurta çeşitleri ve klasik kahvaltı tabakları için ideal. Beklentiniz çok yüksek olmasın.

Sto Kima – Kassandra’da Siviri sahilinde bulunan bu mekanda denize doğru uzanan masalarında gün batımını seyrederek akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. En güzel masalar için rezervasyon şart. Klasik bir taverna.

Nefeli Garden – Kassandra’da deniz kenarında sakin ve keyifli bir arka bahçesi olan bu restoranda deniz tarağı, burrata ve kızarmış feta favorilerimiz oldu.

Sousourada – Kassandra’nın tatlı kasabası Afytos’ta bulunan ufak bir restoran. Hem a la carte hem de set menüleri var. Set menüleri iki başlangıç bir ana yemek, tatlı ve eşlikçi iki kadeh şaraptan oluşuyor. Bu set menü 35€.

Aristos Fish Restaurant – Halkidiki’nin meşhur balıkçı köyü Ormos Panagias’ta yine deniz kenarında bir taverna. Burası için de rezervasyon şart. Tarama, kabak kızartması, sardalya, yabani yeşillik ve Greek salata denedik. Halkidiki’de denediklerimiz arasında iyi bir tavernaydı.

Panos Fish Tavern – Sithonia’nın güneyinde sakin bir koyda bulunan bu restoran için rezervasyon şart. Özellikle Türk turistler yoğunlukta. Geniş bahçesi ve çok masası olmasına rağmen servis hiç aksamadı. Porsiyonlar büyük ona göre sipariş verin. Burada midyeli orzo favorimiz oldu.

5 Steps in the sand – Sithonia’nın deniz kenarındaki tavernalarından biri. Teraslarda bulunan masalar direkt deniz seviyesinden başlıyor. Burada Souvlaki biraz sertti ama musakka ve ahtapot lezzetliydi.

Barcarolla – Nikiti’de eski evlerin olduğu bölgede ufak bir meydanda bulunuyor. Atmosferi çok tatlı, kokteyller bizi mutlu etmedi ama yine de bir şeyler içmek için uğranabilir.

Selanik'te Nerede Konaklamalı? Hangi mahalleler öne çıkıyor?

Selanik ve Mahalleleri

Selanik, Yunanistan’ın kuzeyinde yer alan ve tarihi, kültürel mirası ile Akdeniz’in en gözde şehirlerinden biri. Bizans’tan Osmanlı’ya, modern Yunanistan’a kadar uzanan tarihi izleri taşıyan bu şehrin öne çıkan mahalleleri:

1. Ladadika

Tarihi atmosferiyle büyüleyen Ladadika, Selanik’in en popüler eğlence ve yeme-içme bölgelerinden biri. Eski depolar ve ticaret merkezleri restorasyonla şık restoranlara, barlara ve kafelere dönüştürülmüş. Özellikle akşam saatlerinde canlı müzik eşliğinde Yunan mutfağının tadını çıkarmak için iyi bir yer.

2. Ano Poli (Yukarı Şehir)

Selanik’in en tarihi mahallesi olan Ano Poli, dar sokakları, taş yapıları ve geleneksel evleriyle ziyaretçileri zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Bu bölge, Osmanlı döneminden kalma camii, hamam ve surlarla dolu. Ayrıca, şehir manzarasını izleyebileceğiniz en iyi yerlerden biridir. Trigoniou Kulesi’nden gün batımını mutlaka izleyin.

3. Valaoritou

Gençler ve yerel halk arasında popüler olan bu mahalle, gece hayatıyla ünlü. Eski fabrikaların ve depoların barlara dönüştürüldüğü bu bölge, modern ve alternatif bir atmosfere sahiptir. Sanat galerileri, küçük kafeler ve canlı müzik mekanlarıyla gün boyu hareketli.

4. Tsimiski ve Aristotelous Meydanı

Selanik’in ticari kalbi olan Tsimiski Caddesi boyunca butik mağazalar ve ünlü markalar yer alır. Aristotelous Meydanı ise şehrin en ikonik noktalarından biridir. Burada kafelerde oturup deniz manzarasının tadını çıkarabilir, çevredeki restoranlarda lezzetli bir Yunan kahvaltısı yapabilirsiniz.

5. Kastra

Kastra, Selanik’in surlar bölgesidir ve şehrin muhteşem manzaralarına ev sahipliği yapar. Dar sokaklar ve geleneksel mimarisiyle burası, fotoğraf çekmeyi sevenler için adeta bir cennettir. Selanik’in tarihi dokusunu daha derinden hissetmek isteyenlerin mutlaka keşfetmesi gereken bir mahalle.

 

Selanik’te Konaklama: Aristotelous Meydanı’na yakın oteller, şehrin kalbinde kalmak isteyenler için harika bir tercih. Ladadika bölgesindeki butik oteller ise şık ve keyifli bir atmosfer sunuyor. Ano Poli’de ise geleneksel mimaride restore edilmiş küçük otelleri tercih edebilirsiniz. Biz üç farklı lokasyonda konakladık. Selanik’te özellikle konakladığımız bir airbnb evinden çok memnun kaldık.  Bağlantısına buradan ulaşabilirsiniz, konum olarak da muhteşem.

Halkidiki'de Nerede Konaklamalı? Hangi yarımada bana göre?

Halkidiki ve Yarımadaları

Selanik’ten yaklaşık bir saatlik mesafede bulunan Halkidiki, Yunanistan’ın en güzel plajlarına ve doğal güzelliklerine ev sahipliği yapıyorr. Halkidiki, üç yarımadadan oluşuyor: Kassandra, Sithonia ve Athos. Her biri farklı bir karaktere sahiptir ve keşfedilecek çok sayıda köy ve plaj sunar. Eğer daha organize ve hareketli bir deniz tatili arıyorsanız Kassandra, eğer ben sakinlik ve bakir işletmesiz koylar seviyorum derseniz Sithonia size göre. İki yarımadayı da görecek kadar vaktiniz varsa seyahatinizi ikiye bölerek farklı lokasyonlarda konaklayarak zaman kazanabilirsiniz. Sadece Kassandra’da kalıp gün içinde Sithonia’ya gidip gelmek seyahatinizin yollarda geçmesine sebep olabilir çünkü. Bu arada yollar çoğu yerde tek şerit gidiş, tek şerit geliş olsa da araba kullanması oldukça rahat.

1. Kassandra

Kassandra, Halkidiki’nin en batıdaki yarımadası ve genellikle turistlerin en çok tercih ettiği bölgedir. Göz alıcı plajları, lüks tatil köyleri ve hareketli gece hayatıyla ünlü. Haliyle popüler olduğu için Sithonia’ya göre daha kalabalık ama asla boğucu bir kalabalık düşünmeyin.

  • Kalithea: Şık otelleri, sahil barları ve canlı gece hayatıyla tanınıyor. Eğlence arayanlar için ideal bir destinasyon.
  • Afitos: Geleneksel taş evleri ve dar sokaklarıyla otantik bir köy. Harika Ege manzarası sunan restoranlarında lezzetli ürünleri deneyebilirsiniz. Bizim en otantik bulduğumuz yerlerden biri oldu.
  • Pefkohori: Uzun kumsalları ve kristal berraklığındaki denizi ile popüler bir tatil beldesi.

2. Sithonia Yarımadası

Sithonia, Halkidiki’nin ortasında yer alıyor ve daha sakin bir atmosfere sahip. Doğal güzellikleri ve bozulmamış koylarıyla doğa severlerin gözdesi.

  • Nikiti: Sithonia’nın giriş kapısı sayılan bu köy, geleneksel mimarisi ve güzel plajlarıyla ünlü.
  • Vourvourou: Muhteşem koyları, gizli plajları ve sakin atmosferiyle cennet gibi bir yer. Özellikle kano ya da tekne kiralayarak çevredeki adaları keşfetmek çok keyifli.
  • Sarti: Uzun ve geniş bir plaja sahip olan bu köy, Athos Dağı’nın etkileyici manzarasını sunar.

3. Athos Yarımadası

Athos, Halkidiki’nin en doğusundaki yarımadadır ve büyük kısmı Aynaroz Özerk Manastır Bölgesi olarak bilinir. Bu bölge, yalnızca erkeklerin ziyaret edebildiği, dini ve tarihi bir merkezdir. Bu manastır bölgesini erkek bile olsanız ziyaret etmek çok kolay bir prosedür değil bu arada. Ancak yarımadanın kuzey kısımları turistler için açık, Halkidiki’nin en az ziyaret edilen bölgeleri buraları.

  • Ouranoupoli: Athos Yarımadası’nın giriş kapısı olan bu pitoresk köy, manastır bölgesine gitmek isteyenlerin ilk durağıdır. Ayrıca güzel plajları ve yerel restoranlarıyla da ziyaretçileri kendine çeker.
  • Ammouliani Adası: Athos Yarımadası’nın yakınında bulunan bu küçük ada, sakin plajları ve kristal berraklığındaki deniziyle huzur arayanlar için idealdir.

 

Halkidiki’de Konaklama: Kassandra’da konforlu tatil köyleri ve sahil otelleri, Sithonia’da ise daha çok butik oteller ve doğa ile iç içe bungalovlar popülerdir. Biz Kassandra’da kaldığımız evden çok memnun kaldık. Adı Sani Gift Villa olarak geçiyor.  Bu evin bağlantısını da şuraya bırakıyoruz. Biz seyahatimizin Sithonia kısmı için biraz farklı bir karar alarak Halkidiki’de bir dağ köyünde ev tuttuk. Polygyros köyündeki ikinci evimizden çok memnun kalmadık ancak Halkidiki’nin aslında iç kısımlarında da keşfedilmeye değer, çok daha az turistik olan ve sakin köyleri olduğunu hatırlatmak isteriz.

Arama